Metal yorgunluğu, bu defa kimde

Ak Partili vekiller yasama tatilinden bilistifade ahalinin arasına karışıp nabız tutarlar mı

Vekil taifesi sorgulandıkları, eleştirildikleri ortamlarda bulunmayı pek sevmez.

Vatandaş saygı göstersin.

"Reis İsrail'e nasıl çıkıştı ama" diye bahisler açsın, o da Reis hakkında birkaç baharatlı laf söylesin.

"Sayın vekilim, bizim mahduma bir iş" diyecekse onu da desin, çok sorun değil, bir kâğıda yazarsın sonra kâğıdı masanın üstünde unutur gidersin.

Nabız tutmak için tabir caizse 'organik' vatandaş ortamlarına girmeleri lazım.

O zaman belki anlayabilirler milletin açtığı kredinin bitip bitmediğini, milletin neye inanıp neye inanmadığını.

"Karabağ'a, Libya'ya nasıl girdiysek aynısını İsrail'e de yaparız" sözü gerçek bir yankı yapar mı halk arasında

Akşama sabaha İsrail'e gireriz diye düşünürler mi

Eskiden vatandaşın hemen hemen yarısı inanırdı böyle ağır hamasetlere.

Fakat çok aşındı insanların 'itimat' mekanizması.

"Bu can bu tende oldukça" ile başlayan cümlelerden, "Dövizinizi bozdurun" tavsiyelerinden, "Bu yıl emekli yılı olacak" vaatlerinden bir tecrübe kazandılar, her şeye eskisi kadar hızlı kafa sallamıyorlar.

Tabii, bilhassa siyasetçilerin 'organik' bir ortam bulmaları kolay değil.

Birkaç gün önce köye gittiğimde buldum öyle bir ortam.

Hangi köy Orta yerinde Follu'nun Kahvesi'nin bulunduğu Potlar Köyü.

Bizim köylüler Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hala "Tayyip" diye bahsediyorlar.

Bazılarına 'y' harfini şeddeli söylemek zor geliyor, "Taayip" diyorlar.

Ama eskisi gibi "Talip" diyen yok. 22 senede bu kadarını öğrendiler.

"Fındığa para verir mi Taayip" diyor Salifin Tahsin. (Doğrusu Salih'in oğlu Tahsin.)

"Buğdaya verdi ya fındığa da verir" diyorum.

Hemen itirazlar. "Ne verdi buğdaya Hep zarar ettik. Daha da ekmem!"

"Rizelilere bile acımadı, çaya doğru dürüst para vermedi. Fındığa da vermez."

Tahsin güzel horon teper. Yaşı yetmişi geçti ama saçını bıyığını siyaha boyuyor. Eskiden de simsiyahtı saçları. Müzmin muhalif.

Ama Halil Dayı'nın Mehmet kuvvetli 'Tayyip'çi.

Siyasi münakaşalarda TV ekranlarında gördüğünüz iktidar yanlısı ya da muhalif herkesten daha cevvaldir.

Akranım sayılır, benden üç dört yaş küçük.

"Ne diyorsun, ekonomi düzelecek mi" diye sordu önce.

"Güzel günler geride kaldı" dedim.

"Hiç mi düzelmez"