Kongre'nin alkışladığı Ku Klux Klan

Hiçbir halk hiçbir halka, hiçbir birey hiçbir bireye, hiçbir ülke hiçbir ülkeye tahakküm etmesin.

Böyle düşünüyorsanız anti-emperyalist olarak tanımlanabilirsiniz.

Bir şey eksik kaldı bu tanımlamada.

Siz, kendiniz de hiçbir kimseye, hiçbir halka, hiçbir ülkeye tahakküm etmeyeceksiniz, etmek istemeyeceksiniz.

Yedi iklim dört bucağa hükmetme hayalleri kurmayacaksınız.

"Bir zamanlar buralara biz hükmediyorduk" diye övünmeyeceksiniz.

"Ama ben hükmettiğim ülkeleri ya da insanları sömürmeyeceğim."

İnanmam. Rahat durmazsınız, sömürürsünüz.

Bir şey daha

Mesela ABD'nin emperyalizmine sövüp sayarken bir başkasının mesela Rus'un, Çin'in ya da başka bir gücün emperyalizmine göz kırpmayacaksınız.

Kimsenin kimseye hükmetmediği, kimseyi sömürmediği bir dünya olsa iyi olurdu ama olmadı hiçbir zaman.

Bari biraz insaflı, biraz merhametli olsaydılar.

O da olmadı.

Belki bir mevsimlik, son derece mahdut saadet zamanları yaşamıştır insanlar, ya da insanların bir kısmı.

Ama dünya, insanlık, maalesef hiçbir zaman şefkatle, merhametle kuşatılmadı.

Dünya tarihi kralların, sultanların, tiranların, şeflerin gazabıyla, acımasızlığıyla dolu.

Nereden icap etti bu anti-emperyalizm bahsine girmek

Bugün, birçok bakımdan yeryüzünün süper gücü olduğu varsayılan ABD'nin 'Kongre'sinde Kongre üyelerinin Gazze'de gece gündüz cinayet işleyen Netanyahu'yu alkışlamaktaki aşırı israflarından.

Netanyahu'yu 58'i ayakta olmak üzere 79 kez alkışlamışlar.

Yüz yıla yakın süredir dünyanın bir numaralı süper gücü ABD'dir.

ABD'nin bir numaralı güç olduğu bu dönemi zaman zaman "Amerikan Yüzyılı" diye adlandıranlar olur.

(Türkiye'de iktidar, iç politikaya hitap etmeyi amaçlayan bir slogan olarak Türkiye Yüzyılı tabirini yerleştirmeye çalışıyor ama o iş biraz zor. Daha çok enflasyon, gelir dağılımı eşitsizliği, yolsuzluk gibi konularda üst sıralara çıkabiliyoruz.)

ABD bu yüzyılı doğru değerlendirebildi mi

Amin Maalouf, bilhassa soğuk savaşın bitiminden sonrasını kastederek, "Bugünden geriye bakıldığında ABD'nin tarih tarafından sokulduğu zor sınavdan başarıyla geçmediği aşikar" diyor "Zaferlerini ve başarılarını izleyen otuz yıl boyunca yeni bir dünya düzeni tanımlama 'ebeveyn devlet' olarak meşruiyetlerini yerleştirme ve son yüzyılın hiçbir anında bugünkü kadar aşağılara düşmemiş ahlaki inandırıcılıklarını koruma anlamında sınıfta kaldılar" diyor. (Uygarlıkların Batışı, YKY.)

Maalouf'un ABD'ye karşı genel tutumunda bir yumuşaklık ya da bir tür 'anlayışlılık' var. Bu, yaşından ya da mizacından kaynaklanıyor olabilir. Ama söyledikleri altı çizilmeye değer.