Kendi yolsuzunu kollamak
Yolsuzluğun milli meşgalelerimizden biri olduğunu söyleyebileceğimiz bir kıvama geldik mi
Güreş milli sporumuz mesela. Okçuluk da öyle.
Güreşi veya okçuluğu mu iyi beceriyoruz, yolsuzluğu mu
Olimpiyatlarda güreşte birkaç madalya alıyoruz. Okçulukta da bazen alıyoruz.
Yolsuzluğun olimpiyatı olmaması kim bilir ülkemiz için kaç madalyaya mal oluyor
Spor branşlarının mesela okçuluğun yolsuzlukla bir alakası olabilir mi
Eskiden, kumar oynamanın yasak olduğu köylerde kumarcılar yol kıyısına oturur gelen geçen arabaların plaka numaralarından istifade ederek kumar oynarlardı.
Tek mi çift mi
Plakanın sonu tek rakamlıysa parayı sen kazanıyorsun, çiftse ben.
Yolsuzluğu 'yaşam biçimi' olarak benimseyenler de kumarbazlar gibi. Yolsuzluk yapmayı kafasına koymuşsalar, bırak sporu, hayır hasenatta, milli ve dini işlerde bile yolsuzluk yaparlar.
"Bir garip öldü diyelerÜç günden sonra duyalarSoğuk su ile yuyalarŞöyle garip bencileyin" mısralarının sahibi Yunus'un adını bile yolsuzluğa bulaştırdılar. Derviş Yunus değil ama Yunus Emre Vakfı'nın yöneticileri bugünlerde kovuşturuluyor.
Yani yolsuzluk yapmayı kafaya koyan yapar. Hele de büyüklerinin gölgesinde kendisinin kovuşturulmayacağına güveniyorsa.
Mamafih şu anda hususi bir bilgiye sahip değiliz.
Okçulukla ya da güreşle yolsuzluk arasında böyle bir alaka tespit edilirse şaşırır mıyız
Keşke yolsuzluk, işittiğimizde şaşıracağımız kadar istisnai bir fiil olsaydı.
Maalesef, yolsuzluk yapmayan birinden bahsedildiğinde şaşırıyoruz.
Aslında öyle birinin varlığına pek inanmıyoruz da.
Bir menfaate, mala, paraya, mevkie, hak etmeksizin erişmeyi reddeden birine rastlarsanız haber verin, gelelim elini öpelim.
Türkiye'de irili ufaklı 1393 tane belediye var.
Bu 1393 belediye içinden hiç yolsuzluk olmayanların listesini çıkarabilir misiniz
Aramanız lazım. Bulursanız çıkarırsınız.
Yolsuzluk yapılmıyor olmasının kriterleri ne
Kriterlerin hepsini bilmem mümkün değil. O kadar ileri seviyedeyiz ki yolsuzlukta. Ama aklımın erdiği birkaç tanesini sayayım.
İş yaparken adam seçmeyecek.
İş yaptırırken adam seçmeyecek.
Seçecek de seçerken sadece kamu menfaatini gözetecek.
İş verdiği müteahhitle gizli ortaklıklar kurmayacak.
Satın almalarda eşin dostun, parti büyüklerinin şirketlerini kayırmayacak.
İşe eleman alırken akrabayı Taallukatı değil liyakati gözetecek.
Yani cami imamlarının hutbe sonlarında okuduğu "İtâi zil kurbâ" ayetini (yakınlarına vermek, iyilikte bulunmak) kendine yontmayacak. Ayetin baş tarafındaki "İnnallahe ye'muru bi'l adli"yi (Allah adaleti emrediyor) unutmayacak.