'Ilımlı İslam'ın ilk sürümlerinden biri

Cemaat'in 'Türkçe Olimpiyatları'nı beğeniyordum.

Cemaat

Bugün Fetö diyoruz ama o zamanlar 'Cemaat'ti. Sonra 'paralel' oldu. Sonra Fethullahçı terör örgütü.

O sıralar herkes saygılı ifadeler kullanıyordu.

İki sebepten.

Bir kısmı, bu insanların dine hizmet etmeye çalıştığına inanıyordu.

Bir kısmı, inanmasa bile, hürmetkar ifadelerle bahsetmediği zaman başına bir bela açılabileceğinden, mesela sektöründe önünün kesilebileceğinden, ya da dükkanına vergi memurları gelip ocağına incir ağacı dikebileceğinden endişe ediyordu.

Bilhassa 2000'li yıllarda öyle güçlenmişler, öyle iyi örgütlenmişlerdi ki

İnsanlar, 'Cemaat'e kurban bağışı, burs bağışı, mümkünse arsa bağışı yapmamaktan korkuyordu.

Ya da Zaman gazetesine abone olmamaktan.

Cemaatin okulları hakkında sorulduğunda dünyanın değişik ülkelerindeki okullarda o ülkelerdeki elitlerin çocuklarının okuduğunu, bu çocukların ülkelerinde önemli görevlere geleceğini, bunun da uluslararası alanda Türkiye lehine bir çeşit insani yatırım yerine geçeceğini söylerdim.

Dünyanın dört bucağında Türkçe bilen, Türkiye'yi bilen, Türkiye hakkında hayırhah fikirler besleyen insanlar. İyi bir şeydi bu.

Soranlara şunu da söyledim:

Senin paran olsa bile gidip Orta Asyalarda, Afrika'nın Amerika'nın ücra yerlerinde okullar kuramazsın.
Bunu yapabilmen için arkanda uluslararası bir kuvvet olması lazım.

ABD gibi, İsrail gibi.

Arkasında o kuvvetin güttüğü kötü maksatlar olsa bile okulların bizimle ilgili tarafı kötü sayılmazdı.

Bir gün bu yatırımın tamamının Türkiye aleyhine kullanılabileceği ancak şeytanın aklına gelirdi.

Varmış zaten şeytanın aklında.

Yanlış vesaitle doğru yere varılamayacağını bildiğimiz halde bu bilgimizi gereği gibi kullanmamıştık.
Bu şekil bilme, bir çeşit cehalettir.

Ataullah İskenderi'de görmüştüm. (Nakşu'l Füsus.) "İnsanların en cahili başkasının zannını kendisindeki yakine tercih edendir."

Kırk yıl önce okuduğum bu kitaptan bana bu cümle kaldı.

Bu söz Ataullah İskenderi söylediği için mi doğru

Doğru olup olmadığından bile emin değilim. Bana doğru geldi.

Gülen'e şakirtleri tarafından izafe edilen olağanüstü sıfatların hiçbirine hiçbir zaman inanmadım.

Zamanın kutbu Kâinat imamı

Allahu Teala ile veya Peygamberimizle hususi irtibatlar

Mümkün değil böyle şeyler.

Olağan vasıflarını biliyordum.

İyi fıkıh okumuş. İyi siyer okumuş. İyi Arapça biliyor, bildiklerini anlatmayı çok iyi beceriyor.

Lazım olduğu zaman ağlayabiliyor.

Bunlar beşerî kabiliyetler.

Şöyle bir teorimiz vardı 80'li yıllarda.

ABD, İran İslam İnkılabından sonra Müslüman bir halkla taraftarı olan rejimler arasındaki uçurumun İran'da olduğu gibi sürprizlere yol açabileceğini düşündü.