İktidarı kaybetme korkusu insanı kötü yapar

Prof. Dr. Ömer Dinçer'in Devlet ile İnsan Arasında kitabı bir taraftan da bir anı kitabının provası gibi. (Kapı Yayınları.)

Önümüzdeki dönemde bir anı kitabı yazar mı

Yazsa güzel olur.

Tuhaf. Kaç haftadır kitabın adını eksik yazdığımı yeni fark ettim.

Fark ettiğimi yazmasam arada kaynardı. Fakat bu hata hoşuma gitti.

Hatanın sebebi ne olabilir

Birinci sebep dalgınlığım, dikkatsizliğim.

Şu da olabilir. Ömer Hoca kitabın kapak tasarımında 'Devlet' ve 'İnsan' arasına yerleştirilmiş 'ile' bağlacının kendisi olduğunu o kadar vurguladı ki… Ben cümleyi tamamlanmış gördüm. 'Arasında'yı aramadım. Zaten arada sıkışmış.

Ama büyük bir hata değil. Telafi edilebilir bir hata. İşte hem itiraf ettim hem telafi ettim.

Benim yaptığım bir yanlışın sınırları bellidir. Birkaç kişiyi ya da biraz daha fazlasını etkileyebilir.

Ülkeyi yönetenlerin, bürokratların, bakanların, başkanların, başbakanların, reisi cumhurların, yetkisi çok olanların yapığı hatalar ve kötülükler öyle değil. Hepimize, milyonlarca insana zarar verebilir. Hepimizin başını derde sokabilir.

Devlet yetkililerimizin yanlış ve kötü yöneterek geliştirdikleri, ürettikleri enflasyondan, hayat pahalılığından zarar görmeyen var mı

Parayla, emtiayla oynamayı bilen, devletin içinde olduğu için ya da devletin içindekilerle ortak oldukları için erken pozisyon alarak zarardan kurtulan hatta büyük karlar eden üçkağıtçıları bir kenarda tutarsak, yok.

Yanlış ya da kötü yönetmenin sebeplerinden biri cehalet olabilir.

İdeolojik saplantılar da olabilir. Taassup da olabilir. Daha birçok şey olabilir.

Kitaba dönelim. Ömer Dinçer şöyle diyor:

"Kötülüğün pek çok sebebi veya kaynağı olabilir ama kamu yöneticisinin kötü yönetiminin iki temel nedeni vardır: İktidar ve para."

"İktidar ve güç sahibi olma hırsı insanı kötü yapar."

Ömer Hoca yöneticilerin adım adım kötülüğe doğru nasıl ilerledikleri konusunda ip uçlarını da vermiş:

"İktidar olmak isteyen yeteri kadar güçlü değilse gücü eline geçirene kadar insanlara hoş görünmek, onların beklentilerini karşılayacak vaatlerde bulunmak ve samimi insanların yetenek ve potansiyellerini kullanmak gibi davranışlar sergiler. Zorunlulukların yaptırdığı doğruluk ve iyilikler aslında kötülüğün örtük halidir. Bütün bunlar toplum beklentilerini karşılamak ve genel sorunları çözmek kadar onun kişisel hırslarını da gerçekleştirmenin bir aracıdır."

Ömer Dinçer'in burada anlattığına benzer bir dönem yaşadığımızı siz de hatırlıyor musunuz

Hani daha doğru işler yapılıyordu. Memleketin ahvali iyiye gidiyordu.

Meğer onlar 'zorunlulukların yaptırdığı doğruluk ve iyilikler'miş.

"Ancak iktidar olduktan ve yerini sağlamlaştırdıktan sonra toplum çıkarları ile kişisel çıkarlar yer değiştirebilir. Liderin iktidarı ile çelişen durumlarda tercihler yer değiştirir ve genel toplumsal başarılar yerine kişisel başarılar öne çıkar. Bu gibi durumlarda ehliyet ve liyakat sahibi yardımcılar da lidere iktidarını korumasını sağlayacak sadık ve yetersiz yardımcılarla yer değiştirir. Uzun vadede bürokratik oligarşinin oluştuğu bir yapı doğar."

"İktidarını kaybetme korkusu insanı kötü yapar: İnsana haz veren isteklerin en tehlikelisi ise makamla veya iktidarla gelen güçtür. Güç bütün haz nedenlerinin cazibe merkezidir. Çünkü güce sahip olan istemesi halinde diğerlerine de sahip olabilir."