Fıkhın bozulması

"İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır."Bu cümlenin birkaç versiyonu var. Aliya İzetbegoviç'in sözü. Hangisi 'sahih' bilmiyorum. Kitabı elimin altında değil. Hafızamdakiyle teyit etmeye çalışıyorum.İnternette adettir, güzel bir söz ve güzel bir adam bulurlar. Sözü üste, adamın adını alta yazarlar.Sözün kime ait olduğunu Allah bilir.Fakat felsefi ya da siyasi tartışmalarda birisi 'Dekart şöyle demiş" veya "Mevlâna şöyle demiş" diye lafa girince hemen inanasım gelmiyor. Emin miyizBu isim kaydırmaları muhtemelen tarihte de yapılıyor. Aynı menkıbenin birden fazla evliya için, aynı efsanenin birden fazla sultan ya da kahraman için anlatıldığı çoktur.Doğru Aliya'nın bu sözü.Ben de seviyorum.Doç. Dr. Emir Kaya'nın 'Fıkıhtan Hukuka' kitabında fıkıhla hukuku telif etme çabası gördüm.Fıkhın eksiklerini tespit etme, fıkhı ilk anlamına yaklaştırmaModern hukukun eksiklerini görme, onu da daha insani bir zemine çekme çabası.Doğru bir çaba.Bir gün bunu başarmak mümkün olursa Güzel olur.Aliya'nın sözünden ilham alarak diyebiliriz ki, güzelse İslamdır.(Aliya deyince saygısızlık mı etmiş oldum Hayır. En çok Aliya İzetbegoviç'e saygı duyuyorum.)Bu faslı kapatalım. Çünkü Emir Kaya'nın kitabında kayda değer bulduğum başka şeyler var.Yefkahun. Anlarlar.Bu anlama bir sözü işitip manasını anlamaktan ziyadedir. Daha derin ve daha incelikli bir anlamadır.Zamanla kelime doğduğu yerden uzaklaşmış teknik bir anlam kazanmış.Fıkıh'la bir çeşit fetvalar ilmi kastedilmeye başlanmış."Dinin bidayetinde fıkıh 'anlayış' ifade etmekteyken zaman ilerledikçe 'malumat' ifade eder olmuştur."Bu bir bozulma mıBozulma ya da kaynağından uzaklaşma, aynı kapıya çıkar."Günümüzde fıkıh, Peygamberi mesaisini ahkam-ı şeriyye diye bilinen hüküm türlerini telaffuz ederek dolduran bir müftü hatta bir zabıtaymış gibi tanıtmaktadır. Oysa Peygamber () zihninde kurguladığı bir kural bulutundan hayata hüküm yağdırmazdı."Zamanla ya da hemen, bunu tam kestiremiyorum, 'fıkıh' otoriteyle 'uygun adım' yürümeye başlıyor. Doç. Dr. Kaya'nın ifadesiyle: "Din cebir değildir. İç dünyanın kazanılmasıdır. Asırlarca devletle bütünleşik meslek icra eden fıkıhçılar bu hikmetten koparak devletinki gibi çerçeveli, detaycı, buyurgan ve cebredici bir üslup benimsemişlerdir."'Otorite' uygun adım yürümeyenleri ya imha ediyor ya dışlıyor.Dışlananlar da -okuyabildiğim, görebildiğim kadarıyla- kendi otoritesini inşa ediyor, böylece Müslümanların arasında bir takım 'fıkıh adaları' oluşuyor.Yani mezhepler."Kur'an'da ve hadiste Ehl-i Sünnet ve Şia diye Müslüman