"Amerika'ya karşı ayıp oluyor" diye bir laf vardı eskiden. Avam arasında, eften püften sebeplerle söylenirdi.
Çok millileştiğimizden midir yoksa cemiyet olarak ayıp mefhumumuzun kaybolmasından, utanma hissimizin körelmesinden midir bu sıralar pek işitmiyorum.
Siyasette de bir çeşit "Avrupa'ya karşı ayıp oluyor" camiası var.
Bu, bir cemiyet gibi.
Eskiden muhafazakâr tabir edilen insanlar daha ilgiliydi bu 'cemiyet'le. Başörtüsü yasağı, eğitim hakkı ihlali konularında Avrupai yargı mercilerine müracaat ederlerdi.
Hakkı ihlal edilen Kürt siyasetçiler de rağbet ediyordu.
Kürt siyasetçilerin müdafileri hala müracaat ediyorlar. Ama muhafazakarların oralardan ayakları kesildi.
Ayakları kesilmekle kalmadı hasbelkader müracaat eden solculara da çok kızıyorlar.
Bir de sosyal ve siyasi zeminler var.
Oralarda Türkiye'deki hak ihlallerini gündeme getirenlere de kızıyorlar.
İnsanların, Türkiye'deki hukuk sorunlarına Avrupa'nın veya Amerika'nın ne diyeceğine kulak kesilmeleri tamamen anlamsız değil. En azından kanaatlerine 'dışarıdan' bir şahit bulmak istiyorlar.
Ama bu gibi sorunların ABD'nin ya da Avrupa ülkelerinin Türkiye'yle olan ilişkilerini esastan etkilemesini beklemeleri biraz fazla.
Adamlar işlerine, menfaatlerine bakarlar. Menfaatleri gerektiriyorsa ilişkilerini bozmazlar, alırlar, verirler.
Yine de içerideki fiillerimizle, yargıdaki, siyasetteki ameliyatlarımızla, insan hakları konusundaki ihmallerimizle, iktisadi durumumuzla, enflasyonumuzla, yolsuzluklarımızla, işlerimizi düzgün yapıp yapmamamızla, yargı üzerindeki etkimiz ve etkisizliğimizle yani yargıyı bağımsız ve tarafsız tutup tutmamamızla, dışarıdan bakınca görülebilen bir Türkiye imajı oluştururuz.
Bizim ikide bir "Türkiye bir hukuk devletidir" deyip demememiz veya vakitli vakitsiz yargı reformları yapıp yapmamamız bu imajın oluşmasına fazla bir katkı yapmaz.
Adamlar, biz Türkiye bir hukuk devletidir dedikçe kafa sallarlar, "Hıı hıı, görüyoruz" der geçerler.
Peki 'dışarıdan bakınca' nasıl görünüyoruz
Çıplak gözle görülebilen manzaradan bahsediyorum; iç organlarımızı gösteren ultrason, MR, tomografi gibi derinlemesine tetkiklerden değil.
Bizim bazı politikacılarımız ve isimleri topluma mal olmuş bazı cemiyet adamlarımız batılıların pek kulak asmayacakları birtakım sebeplerle uzun zamandır cezaevlerinde yatıyorlar.
Bir siyasi partinin, şimdiki DEM'in eski lideri bunlardan biri.
Her tahliye edilişinde yeni bir suç isnadıyla içeride tutulan Osman Kavala da bunlardan biri.
Seçim kazanıp milletvekili seçildiği halde, iç hukukumuzun en üst makamı sayılan Anayasa Mahkemesi'nin aksi yöndeki kararına rağmen hapiste tutulan Can Atalay da bunlardan biri.

6