Etler burada kalıyor

Kurbanın bir manası var mı

Var muhakkak.

Biz kurbanın manasıyla meşgul müyüz

Eğer kurbanın manası, kurbanın cinsiyle, fiyatıyla, kurbandan kaçar kilo et çıktığıyla, kendi kurbanımızla komşumuzun kurbanının cüssesinin ve kilosunun kıyaslanmasıyla ilgiliyse meşgulüz.

Boğazladığımız hayvanla hemen hemen hiç alakalı değilse, tamamen bizim içtenliğimizle, bizim Allahu Teala'ya yönelişimizle, sevgimizle, saygımızla ilgiliyse kurbanın manasıyla meşgul olduğumuz söylenemez.

Kurbanın görülebilen ya da ölçülebilen özelliklerinin kurbanın manasıyla hiç ilgisi yok mu

Var olduğunu şuradan anlayabiliriz.

Kur'an-ı Kerim'de Beni İsrail'e bir inek boğazlamaları emredildiği anlatılıyor.

Beni İsrail'in pek gönlü yok.

Musa Aleyhisselam'a Rabbine sor, nasıl olduğunu bize açıklasın diyorlar.

"Yaşlı değil, düve de değil, ikisinin arası" diyor Musa Aleyhisselam.

"Rabbine sor ne renk olduğunu da açıklasın" diyor İsrail oğulları.

"Parlak sarı, bakanların içini ferahlatan bir inek" diyor Musa Aleyhisselam.

Siz Musa Aleyhisselam'ın yerinde olsanız ne yapardınız, bu bunaltıcı sorulara karşılık

Kendi adıma söyleyeyim.

"Kesmezseniz kesmeyin oğlum, sizin nazınızla uğraşamam, ne haliniz varsa görün!"

Bu dilimin ucuna gelen lafların yumuşatılmış hali.

Musa Aleyhisselam sabırlıymış.

"Rabbim şöyle buyuruyor; o henüz boyunduruğa koşulup yer sürmemiş, ekin sulamamış, serbest dolaşan ve alacası bulunmayan bir inektir" diyor.

Sonunda ineği boğazlıyorlar.

"Az kalsın bunu da yapmayacaklardı."

Gönülsüzmüş adamlar.

Eğer kurbansa bu boğazlanan inek, kabul olunmuş bir kurban mıdır

Bu kısmına karışmak zorunda değiliz.

Buradan, şekil şartlarının da bir anlamı olduğunu anlayalım yeter.

Şekil şartları olmasa belki de insan milleti, hasta, sakat hayvanları Kurban Bayramları'nda telef ederdi.

Eder miydi

Türkçemizde 'zekât keçisi' diye bir tabir var. Zekât vermek için ayrılan zayıf, çelimsiz keçiler için kullanılan.

Zekât keçisi tabiri varsa bu da mümkün.

Peki, Kabil'in kurbanı niye kabul edilmedi

Bildiğimiz kurban değil aslında.

Eski metinlere göre Habil yağlı, semiz bir hayvan kurban etti.

Kabil rençberdi, ektiği ekinlerden sundu.

Muhtemelen gönülsüzdü, cılız bir demet sundu. İyilerini kendine sakladı.

Yine eski metinlere göre bu işin arkasında da bir çeşit 'kız davası' var.

Eski metinlerin mantığını, yanlışlığını tartışalım mı şimdi

Benim hiç tartışasım yok.

İnsanlar bir saat önce öğrendiği bir şeyi aktarırken -iyi niyetle bile olsa- tahrif ediyor. Eksiltiyor, artırıyor.