Çocuk ve tasavvuf

Çocukken, bizim bildiğimizden daha fazlasını bilebilen, gördüğümüzden daha fazlasını görebilen insanların olabileceğini düşünmeye müsaittim."Evliya' diye bir şey vardı. Allah'ın dostu.Eğer birisi Allah'ın dostuysa neler bilir neler. Zihnimizi bile okuyabilir.Mevlitlerde bazı insanlar büyük bir iştiyakla 'Allah!' diye feryat ediyordu.Belki biz çocukların aklı, mevlidin sonuna doğru dağıtılan şeker külahlarının üst tarafına yerleştirilmiş kocaman lokumdaydı. Fakat adamın hançeresinden ansızın çıkan 'Allah!' feryadı da nasıl yankılanıyor camiin kubbesinde.Demek ki herkeste olmayan bir şey var adamda.Rahmetli anneciğim de bir yerde Allah'ın adı anılınca zangır zangır titreyen birini görmüş, imrenerek anlattığını hatırlıyorum."Biz, 'Allah' derken sakin sakin duruyoruz. Yazık bize."Mahallemiz de besliyor böyle düşünceleri. Kocamustafapaşa'da oturuyoruz. Komşu kadınları arasında "Sümbül Efendi"ye, "Merkez Efendi"ye gittiğinden bahsedenler oluyor.Sümbül Efendi, büyülü bir isim. Bir iki defa da babamla gittik. Türbe falan var."Merkez Efendi" daha da esrarengiz. Hem 'Efendi' hem 'Merkez.'Henüz 'kutup' 'Gavs' gibi kelimeleri bilmiyoruz. Fakat 'Merkez' zihnimizde aynı etkiyi yapıyor.Davut Paşa'da da türbe var ama, adam Paşa, 'Merkez Efendi' kadar etkilemiyor.Anlatmasam olmaz. Çocukluk arkadaşım Mustafa Küçük bir gün sordu bana."Çok namaz kılsam Şiveli Hoca gibi olabilir miyim""Nasılmış Şiveli Hoca""Uçuyormuş.""Yok canım, o kadar da değildir!"Sonraları öyle yaygınlaştı ki, 'kutup' 'gavs' gibi kavramlar, kerametler, cezbelerPolitize bir ortamdayız artık. Siyasi düşünüyoruz.Oturup kalktığımız derneklerde, lokallerde 'o alem'e mensup insanların bulunması bize iyi hissettiriyor.Bir taraftan da okuyorsunuz. Mukayese ediyorsunuz. Soruyorsunuz, sorguluyorsunuz.Ne büyük bir nimet, sormak, sorgulamak.Yanlışları, doğruları temyiz kabiliyetiniz artıyor. Çocukluk yıllarındaki idrakinizden uzaklaşıyorsunuz.Çocukluktaki idrakinizin temizliği mi, sonradan kesp ettiğiniz bilinç miBence ikisi de.Çocukluktaki hislerimi bugünkü aklımla yorumlarsam şöyle diyebilirim. Bir alem var. Herkesin erişemediği, bilmediği, temiz, faziletli, Allahu Teala'ya çok yakın, çok saadetli bir alem. Ne mutlu o alemi tadanlara.Biz de hürmetkar olduğumuz için, gıpta ettiğimiz için birazcık oralara yaslanıyoruz.Zaten alem 'iyilerin yüzü suyu hürmetine' ayakta duruyor.Zamanla, hayatı idrak ettikçe, misalleri gördükçe 'tam da öyle olmadığını' anlıyorsunuz.Hayat sizi 'hiç de öyle olmadığı' düşüncesine bile götürebilir.Tuhaf ticari ilişkilere muttali oluyorsunuz. Kendi 'ihvan'ı tarafından dolandırılan