CHP'nin eli başka bir taşın altında

İkinci çözüm süreci ya da iktidarın tercih ettiği adlandırmayla terörsüz Türkiye süreci düz, muntazam bir yürüyüş yolu vadetmiyor.

Engebeli, yer yer engelli, düşüp kalkmalı bir güzergâh vadediyor.

Evet, tabuyu ilk MHP lideri Bahçeli yıktı. Kapıyı ilk o açtı.

Başka bir siyasetçinin yapamayacağı bir şeydi bu.

Yılların emeğiyle kendi oluşturduğu kamuoyunu bugüne kadar sevk ettiğinin tam aksi istikamete sevk etti.

Erzurum'da kürsüden ahaliye urgan attığı yerlerden PKK'nın 'kurucu önder'i Öcalan'a kadar geldi.

Karmaşık bir mesele. İşin içinde Suriye var, İsrail var.

Suriye'deki Kürtler var.

PYD var, SDG var, ABD var.

Biz mi kotardık

Emin değilim.

Oldukça karmaşık, çok unsurlu bir hikâye.

Bizi de kapsayan bir organizasyon olma ihtimali daha yüksek.

Öcalan'la görüşme sürecin handikaplarından biriydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ağırdan alıyordu.

Olur muydu, olmaz mıydı

Dünyanın en büyük terör örgütlerinden birinin lideriyle TBMM'nin resmi bir heyeti, yanına kadar gidip görüşmeli miydi görüşmemeli miydi

Bu handikabın aşılması da Bahçeli'nin hamlesiyle mümkün hale geldi.

"Gerekirse ben giderim."

Deyince yollar açıldı.

Şurası aşikâr.

Terörsüz Türkiye çalışmasında önden giden, sürecin yavaşladığı, aksadığı durumlarda yolu açan MHP lideri Bahçeli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise arayı fazla açmadan takip ediyor.

Sonuçta süreç, PKK lideri Öcalan'ı müracaat mercilerinden biri haline getirdi.

Sürecin ilerlemesi için o 'makam'ın dahline ihtiyaç vardı.

Tamam, Meclis'i temsilen bir heyetin İmralı'ya gidip Öcalan'la görüşmesi bugün gerekli görülüyor.

Ya yarın, devran döndüğünde Öcalan'la görüşmek sakıncalı hale gelirse

Rahmetli Sırrı Süreyya Önder çekmişti devletle Öcalan ve Kandil arasındaki muhaberede elçilik görevi ifa etmenin ceremesini.

MHP Lideri bu imalara da kuvvetli ifadelerle mukabele etti.

"Türkiye'nin terörden arınması ve arındırılması konusunda "Beni alakadar etmez" diyenlerin alayı birden suikastçıdır. Neymiş, bizi yargılayacaklarmış. Neymiş, bizden hesap soracaklarmış. Neymiş, anayasa ve kanunlara göre suç işliyormuşuz. Siz yargılasanız yargılarsanız, çantacı pespayeliğinizi ve cukka düşkünlüğünüzü yargılarsınız."

Bu cümleler muhtemelen MHP'den ve Bahçeli'den daha milliyetçi durmaya çalışan siyaset erbabına matuftu.