Cezalılık algısı
Eski Yeşilçam filmlerinde rastlardık. Adam gariban. Mevsim sonbahar. Kış kapıda. Evi yok, parası yok. Nerede yatacak Ne yiyecek ne içecek
Bir kaldırım taşı buluyor, büyük bir mağazanın koca vitrinini tuzla buz edecek. Böylece kışın soğuk günlerini hapiste geçirecek. Baharda hapisten çıkacak.
(Bu filmlerden birinde adamın vitrinin camını indirmeyi başaramadığını da hatırlıyorum. Şevket Altuğ muydu başaramayan)
Yeni Türkiye'de böyle bir imkân yok. Vitrin indirmekten, adam dövmekten, adam yaralamaktan, ufak tefek hırsızlıklardan hapis yatamıyorsunuz.
Damı dövüyorsun, sövüyorsun Haberlerde çıkıyor, dükkanının önünde ağzını burnunu dağıtıyorsun.
Haber spikeri haberi okuyor.
Esnafa saldıran şüpheli yakalanmış, adli kontrol şartıyla salıverilmiş.
Türkiye Yüzyılı'nda ufak tefek suç işleyip kışı kodeste geçirmek yok.
Ne yapmak lazım kışı kodeste geçirmek için
Hemen aklınıza devlet büyüklerine hakaret suçu gelmesin.
Çünkü böyle bir suç işlediğinizde içeride kaç kış geçireceğinizi önceden kestiremezsiniz.
Belki sosyal medya fenomeni olup civarda ne kadar saf, salak, uyanık-keriz, açgözlü tamahkar varsa dolandırmayı başarırsanız bir mevsim yatar çıkarsınız.
Kaç tanesi çıktı. Ortalıkta geziyorlar. Eski 'fenomenlik'lerini de bırakmadılar.
Fakat zamanlamayı iyi ayarlamanız lazım. Zamanlamasını ayarlayamazsanız içeride kışın yatacağınıza yazın yatabilirsiniz.
Bugünlerde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı batasıca 'cezasızlık algısı'nı ortadan kaldırmak için bir çare arıyor.
Yeni bir kanunla 2 yıl veya daha az hapis cezası alan darpçı, hırsız, adam yaralamış suçluları lütfen birkaç hafta veya birkaç ay yatırmayı düşünüyorlar.
Kim sebep olmuştu cezasızlık algısına
Dış güçler mi CHP mi
İkisi de değil.
Enflasyonu kim becerip, ilmik ilmik dokuyup başımıza bela ettiyse, o sebep oldu.
İki yolla.
Bir: 2 yıldan az ceza alanların hapse girmesine mâni olan infaz yasasıyla.
İki: Cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için af, şartlı salıverme, denetimli serbestlik gibi yöntemlerle cezaevleri boşaltılarak.
Şu anda cezaevlerinin kapasitesi 295 bin civarında.
Temmuz 2024 itibarıyla cezaevlerinde yatan hükümlü ve tutuklu sayısı 342 bin 500. İçeridekilerin 47 bini istiap fazlası.
Öyleyse, devleti çok ilgilendirmeyen hırsızlıklara, vatandaşın kendi arasındaki hır güre, darplara, yaralamalara ceza vermeyelim.
O da yetmedi, korona salgını sebebiyle üç yıl, beş yıl yatmış ağır suçluları (içlerinde katiller, çete başları, suç örgütü patronları, uyuşturucu tacirleri de var) salıverelim.
Salıverdiler.
Bugünlerde 'cezasızlık algısı'nın yanı sıra şunu da çok işitiyoruz: