Biz hâlâ nutuk atıyoruz

Evvelce yürürdük. Sloganlar atardık. Mitingler yapardık. Nutuklar irad ederdik Filistin için, Eritre için, Moro için.

Şiirler okurduk, şiirler yazardık.

Birinci çoğul kullanıyorum ama kendim için değil. Çok mitinge gittim, ama nutuk atmadım.

Şiir okudum, hâlâ da okurum ama kendi kendime.

Şiir de yazmadım.

Şu dünyada şiir yazmadan geldin geçiyor musun

Hayır, yazmışımdır fakat onu da kendi kendime.

Slogan çok attım.

Bugün de bir mitinge gitsem -bazen gidiyorum- siyaset için değil, Filistin için, Türkistan için, slogan atarım. Fazla bağırmam ama… Fazla bağırınca sesim kısılıyor.

(Bir gün, -sesim kısılıyor deyince hatırladım birden- MTTB'nin Bursa'da mitingi vardı. Tam MTTB ile Akıncılar'ın ayrışmaya başladığı zamanlar. 1977 mi, 78 mi, unuttum şimdi.

Mitingi yaptık. Akşam arkadaşlarla buluştuk.

Kulakları çınlasın, Vedat (Şahin) abi, Osman Bayraktar, Musa Kâhya, daha birkaç kişi var. Benden büyükler. Mitinge katılmamışlar.

Galiba MTTB'ye mesafeliler. Hoş tipik Akıncı da değiller. Ama MTTB'de bir gevşeklik seziyorlar.

Sohbet güzel, herkes konuşuyor. Arada MTTB'nin mitingine de dokunduruyorlar.

Aslında umurumda değil, MTTB veya Akıncılar. Akıncı mitingi de olsa katılırdım o gün.

İyot gibi açıktayım. Bir tek benim sesim kısık. Bütün dokundurmaların ucu bana dokunuyor.

Sesim kısık olduğu için pek lafa girmedim o gün.)

Erdem Bayazıt'ın şiirleri meydanlarda iyi giderdi.

"O ışık ki düşer bir zenci yüreğine/Birden aydınlık kazanır zulme uğramış bütün yürekler/Onulmaz Hint ağrısına tükenmez Çin sancısına/İsyanın Macarcasına ezilmenin Çekoslavakcasına/Yanmanın Polonyacasına direnmenin Vietnamcasına/Gerillanın Arapçasına/Yetişecek elbet benim müjdeci sesim.

Salih Mirzabeyoğlu'nu da anmamız lazım. Moro'nun şiirini o yazmıştır.

Rahmet olsun ikisine de…

"Sen oradan kıracaksın zinciri/Ben buradan/Bir gün mutlaka kavuşacak ellerimiz"

Ya da kulakları çınlasın Ömer Özbay.

"Çağı gelip de/kitâb'a ve demire olan sevdamızı anımsayarak/biteviye dalaşmak, saldırmak, sataşmak/ve vurmak varken karnına karnına zulmün/nedendir böyle anlamsız/ve kavgadan uzakta yaşamak"

Çok mu uzağa gittim

Evet gittim, 40-50 yıl geriye.

O zamanlar muhaliftik. Alabildiğine muhalif.

Günümüz muktedirlerinin 'marjinal' tabir ettiklerinden daha muhalif.

Sesimizi evvela kendimize sonra muktedirlere duyurmaya çabalıyorduk.

Zamanın muktedirlerine.

Mesela Süleyman Demirel'e, Bülent Ecevit'e, Turgut Özal'a…