Bir 'gerilla'nın evrimi

Daha önce liderlerin üyelere hitap ettiği bir BM genel kurulunu bu seneki genel kurul kadar merak ettik mi

Aslında rutin bir program, devletlerin temsilcileri BM'de konuşuyor, dinleyen dinliyor sonra dönüp geliyorlar.

Tabiri caizse 'olaysız bir şekilde dağılıyorlar.'

Bu sene rutini aşan bir heyecan vardı genel kurulda. 9 batılı ülke Filistin'i tanıyacaktı.

Ne olur 9 ülke Filistin'i tanıyınca

Aslında hiç.

İsrail işgale devam eder. Soykırıma da devam eder.

Bu ülkeler de İsrail'e "O her gün öldürdüğün çocuklar, kadınlar var ya… Biz o çocukların ülkesini tanıyoruz" demiş olurlar.

İsrail de "tanırsanız tanıyın, umurumda değil, ben de sizin tanıdığınız ülkenin insanlarını öldürüyorum" demiş olur.

Yani dünyanın, 'uluslararası toplum' tabir edilen camianın karizması bu derece çizik.

Bu durumda boşuna mı tanıdılar Filistin Devleti'ni

Tamamen boşuna değil, sembolik değeri var.

İsrail'in yaptığı soykırıma şahit olduklarını ikrar etmiş oldular.

Genel kurulda soykırıma kuvvetli vurgular içeren konuşmalar da yapıldı.

Bunlara tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması dahil.

Trump'ın Müslüman ülke liderleriyle yaptığı toplantı da dikkat çekiciydi.

Muhtevası sebebiyle mi Hayır.

Muhtevası konusunda fazla bir şey sızmadı dışarı. İçeride konuştular.

Herhangi bir lider Trump'ın lafının üstüne laf söylemiş midir

Bu çok zayıf bir ihtimal ve bu zayıf ihtimalin gerçekleştiğine dair bir bilgiye sahip değiliz.

Arka plandaki gerçek şu. Soykırımın sponsoruyla bir toplantı yaptılar.

Bu kimseye itibar kazandırır mı

Eh işte. Trump'la toplanmış oldular. Buna en fazla itibari bir itibar diyebiliriz.

Bu seneki genel kurulda en çok Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'nın konuşmasını merak ettim.

Yıllarca ABD'nin başına ödül koyduğu bir terörist ya da tabir-i diger ile bir gerilla olarak Suriye'de ve Irak'ta cevelan eden Colani'nin örgüt saflarından çıkıp BM genel kurulunda bütün ülkelerin temsilcilerine hitap etmesi nereden baksanız önemli bir hadise.

(Hemen belirteyim, her hâlükârda Şara'nın muvaffak olmasını, Suriye'yi sahil-i selamete çıkarmasını diliyorum ve buna dua ediyorum.)

Hafız Esed ve Beşşar Esed BM genel kurulunda hiç konuşmamış.

ABD'ye de hiç gitmemişler.

Şara ise Cumhurbaşkanı olduktan bir buçuk sene sonra BM'de kürsüye çıktı.

Ne dedi

Ambargoları kaldırın dedi.

İsrail'in ihlallerinden şikayetçiydi. Bu sorunu diplomasi yoluyla çözmeye çalıştıklarını söyledi.

Gazze için tek bir cümle sarf etti.

"Gazze halkını, çocuklarını, kadınlarını, ihlallere ve saldırılara maruz kalan diğer tüm halkları destekliyoruz."

Bu cümle sayesinde "Şara Gazze'den hiç bahsetmedi" diyemiyoruz.

Bir devrimcinin konuşması değildi. Orta halli bir konuşmaydı.

Şara'nın CIA eski başkanı David Petraeus'a verdiği röportaj daha çok dikkat çekti.