Birkaç haftadır Ömer Dinçer Hoca'nın "Devlet ile İnsan Arasında" kitabına dair yazdım.
Kitabı okurların dikkatine sunarken bir taraftan da kitabın verdiği ilhamla kendi yazmak istediklerimi yazmış oldum.
Bu birkaç hafta süresince okumalarıma da devam ettim.
Ne okudum
Daha önce yazmıştım. Ankara'daki Fatih Kitabevi'nin sahibi ve emekçisi dostum Fatih Yurdakul Üsküdar'da Rum Mehmet Paşa Camii'nin kuzeyindeki sokakta güzel bir Kitabevi açtı. Bu yeni kitabevinin adı da Fatih Kitabevi.
Şu ana kadar Üsküdar'daki Fatih Kitabevi'ne üç defa yolumu düşürdüm.
Kitabevlerinde sohbet, muhabbet güzeldir.
Bir kitabevinde yapılacak en iyi işlerden biri kitap almaktır.
Onu da yaptım. Her gidişimde birkaç kitap aldım.
Musa Carullah'ı zihni açık ve cehd sahibi bir alim olarak bilirdim. Ancak herhangi bir eserini okumamıştım.
Fatih Kitabevinde "Sünnet" adlı kitabını buldum. Bir süre okudum. Ancak Carullah'ın aradığım kitabı muhtemelen bu kitap değildi. Yeterince okuduktan sonra bıraktım.
Michael Cooperson'ın "Me'mun" kitabı Küre Yayınlarından çıkmış. Okuma ihtiyacı duydum.
Me'mun Abbasi halifelerinden biri.
Kendisinden önceki halifelerden çok farklı.
Mutezile'yi devletin resmi mezhebi haline getirmiş.
"Mihne"yi o başlatmış.
Nedir Mihne
Biz kelimeyi 'mihnet' olarak kullanıyoruz. "İmtihan" kelimesinin kökü de "mehene"den geliyor. Eziyet, bir çeşit zulüm.
Ne için zulüm
Me'mun Mutezili alimlerin Kur'an'ın mahluk olduğu şeklindeki görüşünü benimsiyor.
Bu görüşü bir itikat maddesi haline getirmek istiyor.
Devrinin alimlerini sorguluyor.
Kur'an-ı Kerim'in Allah tarafından yaratılmış olduğunu kabul etmeyen, Kur'an'ın Allah'ın kelam sıfatı olduğunu dolayısıyla bu sıfatın yaratılmış olamayacağını düşünen Ahmed b. Hanbel, Muhammed b. Nuh gibi alimlere, daha birçoğuna eziyet ediyor. Onları zindana atıyor.
Sana ne başkalarının nasıl inandığı Bırak istedikleri gibi inansınlar.
Başkalarının kendisi gibi inanmasını istemek bir dereceye kadar anlaşılabilir. Ama bir dereceye kadar.
Fakat insanları kendin gibi inanmaya zorlamayı anlamamız gerekmiyor.
Sebebi konusunda fikir yürütmemizde sakınca yok.
Bir despot hastalığı. Her çağda görülebilir.
Faşizmlerin ve komünizmlerin bütün versiyonlarında görülmüş.
Fransız ihtilalinde bile görülmüş. Hatta hemen hemen bütün cumhuriyetlerde.
Sevimsiz. Haksız.
Mihne'nin kötü hatırası zamanla Me'mun'un umduğunun tam tersi bir etkiye yol açıyor.
Ehl-i Hadis, birkaç kuşak sonra Müslümanların düşünce dünyasına hâkim oluyor.
Buradan şöyle bir hisse çıkarabilir miyiz
Zalimlerin zulmederken iyi düşünmesi lazım.
Ettikleri zulüm, gelecekte, yok etmek istedikleri fikre/zümreye enerji/kuvvet verebilir.