Başkasının çıkardığı yerden inemezsin, düşersin

Devlet Memurları Kanunu'nda eş durumundan tayin diye bir düzenleme var.

Aile birliğinin muhafazası için karı kocasının ya da koca karısının bulunduğu yere tayin ediliyor.

Güzel bir düzenleme. Fakat uygulamada bilhassa öğretmenlerin atamalarında dünya kadar sorun çıkıyor.

Prof. Dr. Ömer Dinçer "Devlet ile İnsan" kitabında bu sorunları etraflıca yazmış. (Kapı Yayınları.)

"Öğretmen olan eşlerin farklı yerlerdeki görevleri yılda iki kez yapılan atamalarla birleştiriliyordu. Bu uygulamada gözden kaçan husus her yıl toplam öğretmen sayısının yüzde 5-10 arasında (50-80 bin) öğretmenin yer değişmesinin gerçekleşmesi ve bu süreçte doğudaki öğretmenlerin batıya göç etmesiydi."

Devlet atamaları doğru dürüst planlamamış. Temmuz'da açıktan öğretmen atamaları bittikten sonra hâkim, savcı, polis, subay, vali ve kaymakam yer değiştirmeleri yapılıyor, öğretmen olan eşler eş durumundan dolayı onların peşlerinden aynı yere atanıyor böylece doğu ve güneydoğudaki okullarda dersler boş geçiyor.

Devletin boşalttığı alanı PKK dolduruyor. Öğretmensiz sınıflara PKK sempatizanı ücretli öğretmenler görevlendiriliyor.

Adalet, içişleri ve savunma bakanlıkları atamaları Temmuz'da yapsa sorunun bir kısmı çözülecek.

Sonunda bir plan hazırlanıyor. Adalet, içişleri ve savunma bakanlığının atamaları Temmuz'da yapmaları, eş durumundan atamaların yılda 1 kez yapılması ve Ağustos'ta bitirilmesi, bu atamalar bittikten sonra okullarda oluşan açıkların tespit edilmesi ve yapılacak açıktan atamalarla önce bu boşlukların doldurulması kararlaştırılıyor. Sorunları asgariye indirecek bir düzenleme ortaya çıkıyor.

Konu MGK'da da gündeme geliyor ve bütün devlet erkanı, cumhurbaşkanı, başbakan, kuvvet komutanları bil İttifak meseleye sahip çıkıyor.

"Kararların alınma sürecinde bütün taraflar ülkenin genel çıkarına odaklanmıştı ama hiçbiri alınan kararların karşılanacak bir maliyeti olduğunu düşünmemişti. İlk ağustos uygulamasında sorunlar çıktı.

"Eş durumundan atama talep eden 33 bin öğretmenin yüzde 92'den fazlası istedikleri yere atanabilmiş ama yaklaşık 2500 öğretmen istediği ilde uyun alan olmadığı için gidememişti."

"Eşinin yanına gidemeyen öğretmenler Ömer'e ateş püskürdüler. Bakanın telefonuna küfürler yağdırıp hakaret içeren mesajlar gönderdiler. En basit ve saygılı mesaj "Bu sabah eşimin ve çocuklarımın yanında uyanamadım, mutlu musun Allah seni bildiği gibi yapsın" şeklinde idi."

Genel Kurmay Başkanı bile "Ülke tarihinde ilk kez" milli eğitim bakanını ziyaret etmiş ve eş atamaları talebinde bulunmuş.

Başlangıçta düzenlemeyi destekleyen Başbakan da yavaş yavaş fikir değiştiriyor.

"Bütün bu düşmanca tavırların yanında en çok şaşırtıcı olan başbakanın tavrıydı. Ziyaret ettiği illerde karşısına çıkan her gözü yaşlı öğretmenin eş durumundan atanmadığı şikâyeti sonrasında hemen Ömer'i arayıp eş durumundan niçin atama yapmadığını soruyor ve uygulamadan derhal vazgeçmesini istiyordu.

"Ömer önceleri başbakanın bu tavrını vatandaşa hoş görünmek için bir rol oynama olarak düşünmüştü. Bir gün yine bir il ziyaretinde bakan yanında dururken halkın ve medyanın önünde şubat ayında eş durumundan atama yapacaklarını ilan ederek Ömer'e emrivaki yaptı."