Ayşenur da Rachel gibi

O kadar çok derdimiz var ki

Sayıları 200-300 arası olduğu söylenen yeni mezun teğmenler kılıç çekip "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan atmışlar. Eh, asker bunlar, ne diye slogan atsınlar

İyi de bu, mezuniyet programında olmayan bir çeşit gösteri. Askeriyede böyle program dışılıklar adetten değil.

Toplum olarak bilhassa asker arasında teamül dışına çıkan her türlü kımıldanış bize darbeyi çağrıştırır. Geceleri Genelkurmay'da ışıkların yanması, tankların Sincan'da yürümesi Çok çektik böyle abuk sabuk işlerden.

Bu seferki o kadar ağır bir vaka değil ama hassasız.

Bir üstleri mi sevk etti genç teğmenleri böyle bir eyleme Yoksa, mezuniyet gecesinin heyecanıyla, coştular da mı slogan attılar.

Ya da bazılarının beyan ettiği gibi tarikatçı oldukları yönündeki ithamlara tepki olarak mı

Devlet ricalinin sloganın muhtevasına bir itirazları olmadığı anlaşılıyor.

Tarikat geleneğinde, kendi başına yapılan işlerin, riyazetin, zikrin seyru süluka, fayda etmeyeceğini anlatmak için söylenen bir söz vardır: "İcazetsiz zikir laklaka-i lisandır."

Yani kendi başına dua da etsen, Allah'ı da ansan gevezelikten başka bir şey yapmamış olursun. İllaki bir mürşidin gözetiminde yapacaksın.

(İşittiğim günden beri aklıma yatmadı bu söz.)

Muhtemelen 'icazetsiz' söylendiği için dikkat çekti teğmenlerin bir ağızdan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırmaları.

Şimdi hükümet ne yapsın Bu kadar tartışıldıktan, üstünde tepinildikten, altı ısrarla çizildikten sonra

Mühim değil deyip geçiştirseler bir türlü, üstüne üstüne gitseler bir türlü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve MHP lideri Bahçeli'nin gecikmeli tepkilerinden orta halli bir kovuşturma olacağı anlaşılıyor.

Dün, güpgüzel bir kız çocuğunun, 8 yaşındaki Narin'in öldürüldüğünü öğrendik. Öldürülmeseydi bugün akranlarıyla birlikte okula gidecekti.

Nasıl kıydılar, nasıl Allah'tan da kuldan da utanmadan öldürebildiler, akıl alır gibi değil.

Çok üzüldük. Sanki hepimizin ailesinden bir küçük kız öldü.

Kolluk kuvvetleri, Afad elemanları, uzman kişiler, siviller 19 gün boyunca sabırla aradılar, çabaladılar.

Bunları görünce devletin lüzumlu bir şey olduğunu düşünüyor insan.

(Ama merhametli bir devletin.)

Sonra, başka bir gün, büyük bir ihmal, büyük bir haksızlık, büyük bir zulüm görünce devletin hikmetini sorgulama ihtiyacı hissediyorsun.

Filistin'de İsrail askerleri her gün Narin gibi onlarca çocuğu katlediyor. Soykırım bir ay sonra yılını dolduracak. Şu ana kadar 17 bin çocuk katledilmiş.

İsrail sadece çocukları değil, annelerini, babalarını, ağabeylerini, ablalarını da öldürüyor.

İki acıyı birbirlerinin karşısına koymaya, tartıya çıkarmaya çalışmıyorum.

Her biri saygıdeğer, her biri üzerinde durulmayı hak ediyor.

Çünkü "Bir kişiyi öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir."