2024'te sevinilecek işler olsun
2024 yılına güzel girdiğimizi söylemek isterdim. Söyleyemiyorum.
2023'ün son günlerinde terör belası yine musallat oldu memleketimize.
Canlar yandı, ocaklar söndü.
Gencecik adamlarımızı toprağa koyduk.
Ne olur, 2024'te bitsin bu bela.
Bitsin demekle biter mi
Bitse güzel olurdu, dilemekle, sadece dil ile istemekle.
Ama gerçek şu: Bitmesi için gereken adımlar atılmayınca bitmez.
Dolandırıcılar, fenomenler, tamahkarlar, sahtekârlar, yılın son aylarında bütün medyayı işgal etti.
Büyük büyük futbolcular, teknik direktörler, birbirlerine bakarak, birbirlerinden örnek alarak, büyük büyük paraları, büyük, hadde hesaba gelmez kazançlar elde etmek için bir üçkağıtçıya vermişler, bir kısmı verdiğini kurtarmış, bir kısmı ebediyen kaybetmiş.
Büyük teknik direktör Fatih Terim nasıl olduysa pek bir şey kaybetmemiş.
Bu hadise benim 'üzülünecekler' listemde yer almıyor.
Sadece geçmiş olsun diyebilirim.
Bir işe yarayacaksa, hepsine ders olsun.
2024'te tekrar çarpılmasınlar.
Gerçi bu konularda kaygılanmamıza gerek yok.
2024'te de başkaları çarpılır.
Riyad'da oynanması planlanan Süper Kupa finali 2023 yılı için de şaşaalı bir final yerine geçti.
Oynamadan döndüler.
Hikâyenin her tarafında, federasyon başkanından kulüp yöneticilerine kadar herkesin dahil olduğu kolektif bir beceriksizliğin izleri var.
Eğer niyetleri Süper Kupa'nın finalini Riyad'da oynayıp dönmek idiyse
Eğer maçta pankart açmak istiyorsan, ısınmaya Atatürk resimli tişörtle çıkmak istiyorsan bunu baştan söylersin. Protokole koydurursun.
Daha baştan, Suudiler kabul etmezse gitmezsin, oturursun oturduğun yerde.
Finali İstanbul'da, Ankara'da veya başka bir şehirde oynarsın, sen sağ ben selamet.
Kimse sana niye pankart açıyorsun, niye Atatürk resimli forma giyiyorsun demez.
Belki Riyad'a gidip oynamadan dönmek kadar ses getirmezdi böyle davranmak.
Ama Arap'ın parasına da ideolojisine de muhtaç değiliz deme fırsatı verirdi.
Böylece, daha küçük bir skandalla 2023'ü kapatırlardı.