Kamu tasarruf mu etmeli, fitness mı yapmalı

Dünyada borçlu olmanın çivisi çıktı. Sanki atalar "borç yiğidin kamçısıdır," derken kapitalizmi ve onun bitimsiz enflasyon iştahını ve bugünkü merkez bankalarını ve yozlaştırdıkları kâğıt parayı evvelce görmüş de yiğitlere borçlanmanın nimetlerinden erken haber vermiş. Ve sanki bu söz evrenselleşmiş de dünyada herkes düstur edinmiş.Lidyalılar dünya için yaratılan adaletin bozulmamasına katkı vermişti. Yani parayı icat etmişlerdi. Çünkü takas ekonomisinde dönüşümlerin adaletini sağlamak zordu. Üstelik takaslı piyasalar eksik piyasaların en eksiğiydi.Ekonomik aktörler her takas yaptıklarında muhtemelen geceyi; doğru bir denklem kurup kuramadıklarını düşünmenin kederiyle ziyan ediyordu.Neyse ki Lidyalılar soruna bir çözüm getirmişti.Madem doğum yıldönümü, bu konuda Resulullah'ın katkısına da değineyim. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) adil piyasa davasının üstüne gitti.İşe iğrenç bir şekilde insan gibi konuşmak yerine hayvan gibi homurdanarak işlemlerin yapıldığı kendi mahallesindeki takaslı piyasalardan başlayarak son verdi. Medine'deki çarşıları yıktı. Mimari tasarımından başlayarak kimsenin mağdur edilemeyeceği bir tasarım ve herkesin memnun kalacağı ilkelerle Medine Pazarını kurdu. Sonra her yer onun mahallesi oldu zaten. Parayı ve para olarak altın ve gümüşü önerdi.Altının ziynet olarak kullanımından erkekleri de sakındırdı. Şatafatı da sevimsiz bulduğunu yaşayarak gösterdiDiğer tarafta Sasaniler ve Hindistan altını ziynet, gümüşü ise para olarak kullanıp küçük ticaretlere sıkışmışken altını kullanarak büyük ticareti kontrol eden Roma karşısında geri kalıyordu. Müslümanlar Peygamberimizin para ve ticaret sistemindeki reformlarıyla dünya ticaretinde Roma'nın karşısına çıkabilecek kadar belirleyici olmaya başladı. Müslümanların ticaret hacmi altın paralardan altın külçelere kadar yükselmişti. Böylece İslam medeniyetinin kurulmasının gereklerinden belki de en önemlisi karşılanmış oldu. Yayılan refah diğer gerekleri karşıladı. İslam medeniyeti yükseldi, yükselirken piyasada adaletin sağlanması dünyanın genel kabulü haline geldi.Sonrasında ise insan paranın adaletin kendisi olduğunu unutup parayı adaleti bozmanın aracı haline getirdi. Adaleti bozma işinde faiz de rolünü oynadı, para politikası da. Aslında paranın adalet için var olduğunu insan unutmadı da insana unutturuldu, desem daha doğru olur.Ha şunu da söyleyeyim, enflasyonla faizi meşrulaştıranlar deflasyonda ne edecekler acaba Faizin bugünkü uygulamasının kredi alanları mağdur ettiğini zannedenlerFaiz ya alanı mağdur eder ya vereni ya da aracıyı memnun edip her ikisini Ama faize karşı tavırla faiz oranına karşı tavır arasında fark kuramayan ajitasyon fıkıhçıları ne bilsin. Neyse.Bankalar banknotu icat edince simyacılık bitti malum. Taşı toprağı altına çevirmeye uğraşmakta neymiş, bas kâğıda geçPlan şu (Bretton Woods); dolar küresel rezerv olacak, o da altına endeksli olacak böylece ekonomide adalet bozulmayacak. Ama hak getire. ABD dolar basma iştahını bastıramadı. Dünya da bunun karşısında huzursuzlandı. Madem huzursuzlandınız ben de altına endekslemeyiveririm dedi, planı askıya aldı.O günden bu yana da doları bastıkça bastı. Yetmedi borçlanmaya başladı. Borçlandıkça borçlandı. 2013'te kendi ederinden (gayrisafi yurtiçi hasıla) daha yüksek bir borç seviyesine çıktı. Baktı kimse tepki vermiyor gemi iyice azıya aldı. Borcunun hasılasına oranını 125'e çıkardı. Madem toplumlar illüzyonun farkında değil, dahası da gelecek.Şimdi birçok noktada mesajları da olan bu konuları neden beraber tartıştığıma dair bir kafa karışıklığı varsa giderileceği ve konuların birbirinden hiç bağımsız olduğunun da anlaşılacağı gündemime geleyim.İktisatta kamunun tasarruf etmesi hükümet yatırımlarının durdurulması demektir. Başka anlam içermez. Çünkü kamu müsrif olmaz. Kendi operasyonel giderlerini, makul ve mantıklı transfer harcamalarını ve yatırım harcamalarını yapar. Ekonominin ihtiyacına göre bu kalemlerden üçüncüsünde harcamaları artırır veya kısar. Kamuda tasarruf işte bu tercihini kısma yönünde kullanmasına denir.Bugün Türkiye, dünyanın muteber ekonomileri arasında en az borçlu ekonomilerden birisi. Dünyada borcunun gayrisafi yurtiçi hasılasına oranı 100'ün altında olan ekonomi artık neredeyse kalmadı. Oysa 2000'nin başında fotoğraf