Türk askerinin Gazze ekopolitiği

Türk askerini Gazze'de gördüğüm gün geleceğe bir başka bakacağım. O gün tarih yeniden doğacak. Bir medeniyet muhasebesi arasından yeni dünya düzeninde Türkiye'nin yerini daha net görebileceğim.

Dalkavukluk intisabımız değildir; Türk askerini Gazze'de gördüğüm gün Tayyip Erdoğan'ı övmeye kendi adından daha iyi bir sözcük bulamam; Tayyib…

El hak, onca hizmeti arasında en büyük hizmetini her halükârda Türkiye'yi borçsuz tutması ve IMF tahakkümünden kurtarması olarak görürüm. Bütün dünya borç batağında debelenirken görün dimdik Türkiye'yi…

Türkiye bölgeyi teslim almaya yaklaşan İsrail ekopolitiği karşısına kendi ekopolitiğini çıkardı. IMEC'e karşı Kalkınma Yolu, Leviathan'a karşı Mavi Vatan… Ya ne olacaktı, jeoekonomiyi kullanmak tarihten süzülen aklın gereğiydi.

Türkiye ekopolitiğinin bölge kudretine dönüşmesi içinse her şey var bir şey eksik; Filistin'de Türk askeri...

Şüpheci olanlarımız var. Mütereddit olanlarımız var. Gönlü teskin olanlarımız da...

İsterse bu bölgeyi Türkiye ve İsrail'in kardeş olarak yöneteceği bir hikâye kurguluyor olsun birileri. İsrailliler buna ne kadar inanmıyorsa biz de o kadar inanmayız.

Türkiye bu bölgenin yegâne egemen gücüdür. Arkasına başkasının desteğini alarak olmaz o iş… Yunan nasıl Türkiye'nin dengi değilse İsrail de değildir.

ABD bölge güvenliğindeki rolünü Suriye'de de Filistin'de de Türkiye ile paylaşmak zorundadır. Hatta teminatının piyasa değeri düştüğünden zorunda kalmıştır. Zira İsrail'in eylemleri nedeniyle güven kaybına uğradı. Zaten azıcık bir güven sağlayabilmişti.

Yoksa toparlanırsa yeniden gelip Rusya bölge güvenliğinde boşluğu dolduracak, kimseyi bulamazlarsa bölgeye birileri Çin'i çağıracak…

Türkiye bölge güvenliğini bölge ülkeleriyle sağlama çağrısının çevresini kurabilmek için fazladan gayret sarf ediyor.

ABD yatsın kalksın dua etsin. Türkiye adil, vicdanlı, hamiyetperver, muteber… Türkiyesiz denklemlerde kendi gibilerle baş başa kalır. Yani denklem kuramaz. Altında kalır. İşte Ukrayna…

Türkiye'yi suistimal etmeyi kesmezse başına iş alacağı ise kesin…

Türkiye'nin kendini suistimal etmeye kalkanlardan başka kimseyle sorunu yok. Türkiye ile sorun yaşayanlar bunu idrak edemeyecek kadar ahmak olanlardır sadece.

Tabii bu Türkiye ile sorun yaşayanların sorunu. Türkiye'nin de bir sorunu var.

Türkiye'nin sorunu siyasi, içtimai ve iktisadi meşruiyetini vatanın vicdanında değil, Batı'nın kırık terazisinde aramasıdır. Çağcıllığın teyidini Batı'dan beklemesidir. Zaruri devlet olduğuna içeride de dışarıda da kendini zayıflatacak kadar gözünü kapamasıdır. Mümkün devlet hükmünün ilamı arzında dizleri üstünde beklemesidir.

Osmanlı iken içine düştüğü tuzaktan çıkamaması, çıkarılmamasıdır.

AB ilerleme raporları gibi belgeler Osmanlı iken de sunuluyordu. Tıpkı bugünkü gibi "anlıyoruz, öğreneceğiz, uyumlaşacağız" diye cevap veriyorduk.

Osmanlı varlığını ispat ihtiyacı hissediyordu. Genç Osmanlıların (Fransızca Jön Türklerin) benimsediği biz de Avrupalıyız ifadesinin Avrupa tarafından kabulü için kıvranıyordu.

Biz bizizdir, Avrupalılar Avrupalı, Çinliler de Çinli…

Kendimizle barışmadan geleceğimizi sahiplenemeyiz.