Sıkılaştırıcı politikalar mı, Çinli otomobil arzı mı

Hem Türkiye'de hem dünyanın diğer ekonomilerinde enflasyonist etkilerin talep yönlü kısmının değil, arz yönlü kısmının güçlü olduğu çok defa tartışıldı.Gene de küresel çapta politika tercihi talep yönlü gelişti. Kısa sürede arzı artırmak mümkündü, değildi, ayrı mesele. Çünkü mesele bu yönüyle tartışılmadı. Arz yönlü kısmı reddedildi.Hatta son günlerde vaziyeti kurtarmak, eksik değerlendirmeleri telafi etmek gibi motivasyonlarla en başından bu yana var olan fırsatçılık ve kalitegramaj oyunu kaynaklı enflasyon kerhen de olsa kabul edildi. Asıl enflasyonist faktörün arz kısıtı olduğunu itiraf etmemenin bir aracı olarak belki de...Talep yönlü politikaların etkisiyse henüz görülmedi. Revalüasyon başlamadan da görmek zor.Gene de konut kredi maliyetleri yükselince konut fiyat artışının durmasa da yavaşladığı doğrudur. Büyük oranda yurtiçi değişkenlerin hâkim olduğu göz önüne alınırsa bu durum normaldir.Diğer taraftan araç fiyatlarını takip edenler sarı sitede ikinci el ilanlarında indirim bildirimleri gelmeye başladığını fark etmişlerdir. Ticaret Bakanlığı'nın tedbirleri burada etkili oldu.Sıfır otomobillerde de kampanyalar var. Son günlerde biraz bayi dolaştım. Gördüklerim şaşırtıcıydı. Üst orta segment otomobillerde 300 binden 700 bine kadar tabeladan indirimler yapılıyor. Tabelada 2,5 milyon olan otomobili 1,8 milyona teklif ettiler. 2 milyonluk bir diğerini 1,7 milyona. Fiyatı 1,6 milyon civarı olan alt orta segmentler pek oralı değil gerçi.Ama bu fiyatların neden aynı seviyede kümelendiği düşündürdü. Farklı segmentten araçları 1,7 milyon lira civarına kümeleyen etki ne Para politikası mıEpeydir uzak kaldığım otomobil pazarını biraz irdeleyince konunun para politikasıyla ilişkisinin varsa da çok zayıf olduğunu anladım.Meğer piyasada arzı artıran, kalitenin sınırını ve niteliği zorlayan, rekabetçi bir etken rol oynamış. Yani arz yönlü gelişme olmuş.Çinli otomobil üreticileri piyasaya girmiş. Rakiplerine göre çok makul fiyatlara, hayli tatmin edici donanım seviyelerinde, güvenliği ön plana alan, nitelikli otomobiller getirmişler. Tüm bayiler neredeyse sinek avlarken, Çinli otomobil bayilerini talebe yetişemiyor, gördüm.Çinliler öyle bir albeni ve donanımı diğerlerine göre öyle rekabetçi fiyatlardan satıyorlar ki piyasayı regüle ediyorlar. Diğerlerini kendi fiyat seviyelerine çekiyorlar. Böylece arz yönlü dezenflasyonist etki ortaya çıkarıyorlar. Şurası açık ki; orta segmentteki otomobil üreticileri çok daha fazla fiyat kırmadan hatta zararına satış yapmadan Türkiye'de eski hacimlerine bir daha ulaşamaz. Ya da sadece araçlarıyla değil, çok uygun finansman imkânlarıyla da gelmeleri gerekir.Hatta henüz Türkiye'de bulunmayan bazı otomobillerin ithalatı başlarsa lüks segment otomobil üreticileri de şapkayı önüne alıp düşünmek zorunda kalır.Mevcut modellerin sosyal medya içerik üreticileri tarafından çekilen tanıtım videolarının izlenme sayıları dahi epey sinyal veriyor.Geçtiğimiz yaz dünyanın en beğenilen otomobil üreticisinin Türkiye'de distribütörlüklerini sona erdirip çevrimiçi satışa başladığını görmüştük. Gerekçesi distribütörlerin 50 daha fazla fiyata araçları satmasıydı. Mesela markanın değeri 1,8 milyon lira olan en alt segment modelini 2,7 milyon liraya satıyorlarmış. Alman firma fırsatçılığın suyunun çıkarıldığı bu durumu fark edince anlaşmalarını feshetmişti.Tabii o beğenideki firmanın araçlarının fiyatı gerçek seviyelerine inince diğerleri de pusmuştu.Hasılı, otomobil piyasasındaki arz artırıcı gelişmelerin ve fırsatçılığa karşı önlemlerin, "talebi baskılamaya" dönük olduğu "düşünülen" sıkılaştırıcı politikalardan çok daha etkili olduğunu böylece gözlemledim. Ki faiz politikasının,