Para politikası İsveç'in NATO üyeliği kararına göre değişecek

Taç giyen baş uslanır denirdi. Öyle bir çağdayız ki belki bin yıllık olan bu sözün doğruluğu dahi sorgulanır.Yetki ve sorumluluk alıp uslanmayan yüzlerce örnek, devletlerde, kurumlarda, partilerde, sağda solda her yerde önümüze çıkıyor. Dünya çok derin bir lider krizi yaşıyor.Yeni dünya düzensizliğine giden yolda demokrasinin de sorgulanacağı hissi veren bir durum.Kapitalizm kriz yaşarken, sıra kapitalistlerin kapitalistleri sömürmesi aşamasına gelmişken, dünya stratejik otonomilere parçalanmak üzereyken beklenebilecek bir hal.Tüm bu fotoğrafta Türkiye'nin istisnai bir konumu olduğunun altını kalın çizgiyle çizerek not etmek isterim.Sadece şunu söylemek dahi yeter; Türkiye'nin yaptığı savunma yatırımlarının ve ulaştığı teknolojik kabiliyetlerin var olmadığı düşünüldüğünde, bölgesinde pişirilmiş olan teröristan projesi çoktan hayat bulmuş olurdu.Bu şartlarda Türkiye'nin bir strateji belirlemesi gerekiyor; ne dost-ne düşman stratejisiTıpkı Rusya ile tutturulduğu gibi ne dost-ne düşman stratejisinin, ABD ve NATO ile de tutturulması gerekiyor. Zaten Türkiye'nin ABD ve NATO ilişkilerinde uygulamayı arzuladığı esas strateji bu olabilir fakat öyleyse daha ince ayar yapılması lazım. Çünkü Rusya ile olduğu gibi bunlarla olmuyor. Ruslar talepkâr değil, fakat bunlar öyle.Kasım'daki ABD seçimlerinde Trump gelirse ayarı tutturmak bugünkünden daha kolay olur. Önceki döneminden biliyoruz. Ki ihtimal var gibi görünüyor. Gene de çok boyutlu olacak.Elbette denklemin bir ucu da İsveç'in NATO üyeliğine dayanacak.Bu iki gelişmenin üst üste bindirilmesi lazım. Meclis, İsveç kararını ABD seçimlerinden önce almamalıdır, düşüncemi koruyorum.Bu bağlamda bir parantez açacağım; hatırlanırsa Moody's Türkiye'nin görünümünü durağandan pozitife çevirmişti. Geçtiğimiz haftaysa bankaların görünümünü aynı yönde değiştirdi. Liberal ekonomilerde ülke notu ve görünümü neyse bankalarınki de odur. Diğer şirketlere benzemez. Derecelendirme uzmanı olarak söyleyebilirim ki bankalarla ilgili bu gelişmenin haber değeri dahi yoktur. Konu ile bağlantısını bu yazıda daha fazla derinleştirmeyeceğim. Evvelce ele almıştım. Gri liste de duruyor, asıl gelmesi gereken not artırımı daPara politikasının İsveç ihtimalleri üzerinden seyrini değerlendireceğim.Önce şu anlaşılmalı; Meclis, İsveç'in NATO üyeliğini reddederse stratejinin birinci ne dost kısmı tamam olacak ama ikinci ne düşman kısmıysa zorlayacak. Yok, Meclis İsveç'i üyeliğe kabul ederse bu sefer ne düşman kısmı tamam olacak ama ne dost kısmından geri durmak çok zorlayıcı olacak.Para politikasının hangi yönde şekilleneceği de Meclis'in İsveç kararına bağlı olarak değişecektir. Değişmelidir.Para politikasındaki değişim, Meclis İsveç'in NATO üyeliğini kabul ederse gevşetici yönde ilerleyecek gibi duruyor. Hızlı bir gevşetmeden bahsetmiyorum. Bu zaten baz senaryo. Mevcut gidişat bu yönde kurgulanmış durumda. Bu senaryo genel kabul gördüğünden sadece ortaya çıkacak coşkuya dair bazı uyarılar yapmak istiyorum.Meclis kararını ekonomi yönetiminin beklentisine uygun şekilde verirse kapital (bilerek sermaye demiyorum) akımları için coşkulu bir yakınlaşma isteği gelişecektir. Doğrusu bu coşkuyu çok salmamaktır. Dengeli gitmekte yarar olacaktır. Çünkü kur etkisiyle reel kesimin iç piyasada karşılaşacağı şiddetli dış alem rekabetine karşı bir plan lazım olur ki bu henüz eksik ve hazırlanması için süre kazanılır.Üstelik kapital, girmeden önce değil ama girişi sonrası rahatsızlık verecek yeni talepleri gündeme getirebilir. Dengeli tavır bunların önünü alacaktır.Yok, Meclis İsveç'in üyeliğini kabul etmeyecekse para politikasında daha kapsamlı bir plana ihtiyaç olacaktır. Çünkü ortamı hazırlanan kapital akımı, bu durumda hiç gerçekleşmeyecektir. Tartışmak istediğim asıl değişim