Kadın çalışır mı

Aile bu dünyaya dair her şeyin başıdır. Karinesi ise insanın aile olarak yer yüzüne indirilmesidir. Adem ile Havva dünyada yeniden buluşmuş aile olmuştur. Aile topluluk olmuş, sonra toplum olmuş, toplum millet olmuş, bütün bir insanlık olmuştur.

Ben de ailenin öneminin ve çözülmesinin farkında olarak ve aile yılı hatırına aileyi nasıl kur(t)acığımızı ele aldığım geçenki yazımda; toplumun kendini kuran aileye borcu olarak ailenin kurulmasında oynaması gereken rolü tartıştım. Toplumun bu rolünü terk etmesinden yani sosyal denetimin kaybolmasından ve hatta yön değiştirmesinden bahsettim.

Hatta durun, söylemediğim birkaç şeyi daha söyleyeyim; sokakta çok çocuklu bir kadın gördüğünüzde ne hissediyorsunuz Ona acıyarak mı bakıyorsunuz Böyle bir toplumda kim çocuk yapar ki Bugün için 4 çocuklu

kadına acıyorsanız yarın bu üç olacak öbür gün iki sonra bir sonra da sıfır…

"Henüz" 20'lerindeyken evlenen birine "ah canım, çok da genç" demiyor musunuz Biraz sonra her yaş için evlenmek için çok genç olacak… Ve aynı zamanda herkes için çok geç olacak…

Zihniniz ne kadar ele geçirilmiş diye kendinizi hiç sorguladınız mı Karanlık taraftakilere sorumuyorum. Bizatihi değerler sistemine inanan, ailenin öneminin fakında olduğunu sanan vesaire vesaire kimselere soruyorum.

Başkaca temaslarda yapabilirim de herhalde bunlar yeterlidir. O yüzden başka bir boyuta ilerleyeceğim.

Bahsettiğim yazım üzerine epeyce tartışmalar yapıldı. Bu tartışmalar fakat ana temadan koptu. Döndü dolaştı kadın istihdamına dayandı.

Konu saptı ama kadın istihdamı konusu neydi, ne oldu, nereye gidiyor, başlıklarında samimi bir tartışma ihtiyacını gün yüzüne çıkardı. Bu yazıda bu konuyu ele alacağım.

Evvela şunu geçen ki yazımdan tekrar hatırlatayım; Bilinen tarih boyunca kadın ilk defa çalışmıyor. Ya da başka biçimde ifade edersem kadın ilk defa bu çağda çalışmama imkanına kavuştu. Ya da belki de çalışmama konforuna sadece bir dönem için kadınlar kavuşmuş oldu ve bir daha da kimse kavuşamayacak.

Sanayi devriminden önce yani bugünden bir-iki asır öncesine kadar çalışmayan kadın; ancak ve sadece saraylı, köşklü, konaklı, asil ve seçkin kadındı.

Çalışmak tarih boyunca alt tabakanın bir sorumluluğuydu zaten. Varsıl olup çalışan kınanırdı.

Çalışmayı temel ekonomik faaliyetlerle bağlı anladığımızdan böyle ifade ediyorum.

Mağara döneminde de kadın temel faaliyetlerde çalışmıyordu. İnsanlık da haliyle hayli gerideydi. Sonra tarım toplumuna geçince kadın temel ekonomik faaliyete katıldı. Üretici unsur oldu. Kadının ilk defa temel ekonomik faaliyete katılması bir medeniyet devrimini doğurdu; tarım devrimi.

İlk devrim kadın işgücüyle başarıldı. Kadın olmasa tarım da olmazdı. Yahut başka bir şey olurdu.

Toprak Ana'sında Aytmatov tarım toplumunda erkeğin ve makineleşmenin önemine vurgu yapsa da kadın-erkek emeği dengesini çok güzel ele alır. Tavsiye ederim.

Kayıtlardan Osmanlı'da bir erkeğin harpler gibi nedenlerle köy nüfusundan eksilmesinin o köy için büyük bir refah kaybına neden olduğu da hesaplanabilmektedir.

Tarım toplumun erkek ve çift hayvanlarının rolü belirleyicidir amenna. Fakat kadının katkısının şimdiye değin gözden kaçmış olduğunu böylece not etmek isterim.

Bu ilk devrim ikinci bir devrimi doğurdu; sanayi devrimi… Sanayi devrimi erkek işgücü ve makinenin kadını ikame etmesiyle başarıldı. Kadın bu işlerde olmak istemedi, toplum da böyle bir haksızlığı kadına yapmak istemedi.

Kadının bu işlerde olmak istememesinin karinesi de vardır.

Sanayi devrimini kadınlar bir fırsat olarak ele aldı. Kendi tarım kalifikasyonlarını yok etme ve çalışmama fırsatı olarak gördüler devrimi. Kadın tüm ama tüm kalifikasyonlarından arınmak ve hayatı çalışmadan yaşamak için erkeği köyden kente zorladı. Erkeği sanayinin kolgücü yapıp kendi evinde rahat bir hayat yaşamayı seçti. Sanayi becerileri sonra okulla ilişkilendirilmişti ve kadınlar okuldan mahrum olmalarını kullandılar. Zaten bu tarımdan-hayvancılıktan çalış çalış 1 lira bile harcama özgürlüğü tadamıyordu. Ne fark ederdi

Ha isteyen bunu bilinçli bir tercih değil, yapısal bir sorun olarak ele alsın… Kadının kendisine dayatılan erkek egemen düzeni lehine çevirecek dehaya sahip olduğunu ben göz ardı etmeyeceğim.