Ekopolitiğin Ukrayna güvenlik garantisine dair anlattıkları

Bunu hatırlatıyorum çünkü birazdan tartışacaklarımı ortodoksinin başarısı olarak yorumlama gafletine kimse düşmesin istiyorum.

İsveç meselesinden sonra geriye "kur korumalı carry" kaldı para kazanan. Öyle ya artık resmi olarak sonlandırılan kur korumalı mevduat yerine bir süredir kur korumalı carry kondu. Normalde kuru carry'nin kendisinin koruması gerekir…

Bunu da hatırlatıyorum çünkü ortodoksi böyledir; büyük değerleri ucuza kapatır. He, şunu da yapar; "İsveç NATO'ya-Türkiye AB'ye" gibi saçma denklemler tartıştırıp asıl elde edilebilir olanları gözden kaçırtır. Ucuzluk bahsinden kastım ise üç kuruş carry, gri liste ve birkaç faydasız not artırımıdır.

Geçen geçti. Bugüne gelelim. Dikkat buyurun şimdi yeniden bir kıpraştı piyasa. Gündemde de Ukrayna Güvenlik Garantisi var.Alaska Zirvesinde Trump ve Putin'in anlaşmadığını düşünmek saflık olur. Şimdilik sadece ikisinin bildiği bir genel çerçeve çıkarmışlardır. Trump'ın Zelenski ve Avrupalılarla toplantı ve görüşmeleri iknadan ve detaylar konusunda birkaç ufak değişiklikten fazlası değildir.

Güvenlik Garantisi de bu kapsamda karara bağlanmış olmalıdır.

Ukrayna'dan Rusya'ya ve Rusya'dan da Ukrayna'ya saldırı yapılmayacağını kayıt altına almak zaten lazımdır.

Peki, Türk askeri bu garantinin bir parçası mı sorusuna ekopolitik ne cevap verir

Ekopolitiğe göre Türkiye bu garantinin bir parçası değil, ta kendisidir. İzah edeceğim ama önce meselenin saha boyutunun bir kavranması lazım.

Çokları güvenlik garantisi anlamında Ukrayna'nın Türk askerine güvendiğini varsayıyor. Ukrayna Türk askerini Avrupalılardan ve daha da önemlisi Rusya'dan daha şiddetli isteyemez.

Rusların Batılı askerleri ve Nazi kabul ettiği Ukrayna askerini yeni sınırlarında istemeyeceği kesin. Putin'in varlığından konforunun bozulmayacağı tek asker Türk askeridir.

Herkes Türkiye'nin Ukrayna-Rusya Savaşında ne denli mükemmel pozisyon aldığının altını çiziyor. Aslında övünülecek bir durum yok burada. Çünkü Türkiye'nin Moskova ile menfaatlerini çatıştıracağı en son yer Ukrayna'dır. Bu yüzden başka bir pozisyon almak istese de alamazdı. Ancak bir zararlı Türkiye'yi zorla taraf olacağı bir çıkmaza sürükleyebilirdi. Övünülecek bir durumda varsa Suriye'de var.

Şimdi sahayı özetledikten sonra meseleyi bütünleyip devam edeyim.

Batı sermayesi yanlı ekonomi politikaları demek olan ortodokside Türkiye'nin en değerli ihraç varlığı güvenliktir. Hem Batı sermayesi yanlı ekopolitik kurup hem askeri varlığını esirgeyemez Türkiye. Tıpkı İsveç'i NATO'ya almaya mecbur olduğu gibi kendini mecbur bırakır. Diğer taraftan bu sefer Kremlin, Batı cephesini Türkiye'ye mecbur ediyor. Bu yüzden Rusya ile beraber ekopolitik Türk askerini Ukrayna Güvenlik Garantisinde görev gücünün ana omurgası yapıyor.

Türkiye bu güvenlik garantisi modelinin olası fraksiyonlarının her birini tek tek ele alıp tamamını elemeden hayır demez. Mutlaka da modellerden birisi Türkiye'ye uyar.

Şimdi, 2023 Genel Seçimlerinden bu yana tercih ettiği ekopolitiğin dezavantajlarıyla Putin'in limitlerinin Ukrayna'da kesişmesi Türkiye'nin çok iyi kullanabileceği ve kullanması da gereken bir alan açıyor. Bu uğursuz ekopolitik Türkiye'yi hep ucuza kapatmıştır. Ama bu sefer farklı. Denkleme turnikeli bir giriş var. Madem öyle Türkiye gene ucuza gitmesin. Turnikenin arkasında nelerin olduğunu ve alınması gerektiğini buradan hatırlatayım diye yazıyorum bu yazıyı.

Turnikenin arkasında neler yok ki

Bir kere şu uyduruk CAATSA yaptırımlarının kaldırılması var.CAATSA yani "Countering America's Adversaries Through Sanctions Act" (Amerika'nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) ülkelerinsavunma ve dış politika tercihlerini etkilemek için kullanılan bir jeoekonomik araçtır.CAATSA, Türkiye'nin S400 alışverişine bir karşılık olarak önüne çıkarılmış gözükse de FETÖ darbe girişiminin püskürtülmesine tepki olarak kondu.

Hoş, ABD gene bir darbe denesin, bu millet gene püskürtür o zaman da gene yaptırım koyarlar. Koysunlar… Ama şimdi o konulanları tıpış tıpış kaldırtmadan Türkiye adım atmamalıdır. S400 tartışması böylece kapatılmalıdır.

Dikkat edin, sonradan kimse çıkıp ortodoksi sayesinde demesin diye hatırlatıyorum; bu ekopolitiğin değil, Rusya'nın mecburiyetlerinin ve Rusya'nın bıraktığı mecburiyetlerin açtığı bir alandır. Ortodoksi olsa CAATSA'nın tümü değil, sadece bir kısmı kalkar.