Ekonomik çelik kubbe ya da S-400

Amerika'nın dünyanın en ucuz ülkesi olduğunu biliyor muydunuz

Nominal fiyatlar değil kastım. Bedava deneyimlediği yüksek refahtan bahsediyorum. Bedava değil, çalışıyorlar, denebilir. Ama çalışmakla bu kadar refah olmaz. Hukukun üstünlüğüyle de bu kadar refaha ulaşılamaz, kurumsallaşmayla da…

Kıtlık kavrayışı olmayan sonsuz bir refahtan bahsediyorum. Hatta başına ne geliyorsa bolluktan geliyor.

Peki bu nasıl oluyor Para basarak mı

Evet elbette. Amerika dünyaya para basıp ihraç ediyor ve karşılığında refah ithal ediyor.

Ama bu yetmez. Amerika sadece doları basmıyor, dolar döngüsünün merkezini de kontrol ediyor. Parasal dolaşımın kendi üzerinden gerçekleşmesini sağlıyor.

Böylece ülkelerde finansal bağımlılık oluşturan bir jeoekonomik ve jeofinansal güç ediniyor.

Bu bağımlılığın bir gereği olarak dolar rezervi biriktirmek zorunda olan ülkeleri ucuzluk yarışına sokuyor. Bir kölelik yarışı başlıyor. Çin'inden Avrupa'sına herkes Amerika'ya mal satmak için emek dahil maliyetlerini minimize etmeye ve parametrelerini ayarlamaya çalışıyor. Enerji, hammade ve son mamul böylece Amerika'ya gene Amerikanın kendi belirlediği koşullarda akıyor. Amerika bedava bastığı parayla mal alıp rezerv biriktirterek refahını en ucuzdan paylaştırıyor. Kimse neyi niye biriktirdiğini dahi bilmiyor.

Bir tarafta bir somun ekmek için saatlerce ve hatta günlerce çalışan işçiler diğer tarafta bastığı parayla ekmeğini ve diğer herşeyini edinebilen zengin ve müreffeh Amerika…

Ülkelerin rezerv yarışı birbirlerini tüketircesine çetin oluyor tabi.


Fiyatı Kim Yapar

Ancak hikayeyi tam anlamak için Amerika'nın en derinde daha belirleyici bir kudrete sahip olduğunu anlamak gerekiyor. Şöyle ki; para basma gücü ile dolaşımın merkezini kontrol etme yetkisi, Amerika'ya fiyat denilen şeyi belirleme gücü veriyor.

Bu sistemde fiyat üreticinin değil, paranın sahibinin belirlediği bir olguya dönüşüyor.

Böylece dünya dolarize oluyor.

Ülkeler emeğinden başlayarak herşeyini ve kendini dolar cinsinden fiyatlıyor.

İşte tam da bu noktada Amerika'ya herşey ucuz, dünyaya pahalı oluyor.

Ya da daha doğru ifadesiyle Amerika'ya her şey bedava, dünyaya parayla oluyor.

Hiçbir ülke asla Amerika seviyesinde bir refaha ulaştırılamıyor. Eğer üretim gücü finansla birleştirilemezse… Acı gerçeğin tek istisnası bu…

Ve bugün artık herkes anlıyor ki bu devran (asimetri) böyle gitmeyecek.

Nasıl olduysa oldu şimdiye kadar. Bir anomaliydi.

Üretim gücünü finansla birleştirme demişken tabi epey bir ülke iyi-kötü bunu başardı. Bunlar kayırılan ya da kenarda olan ya da stratejik değer taşımayan ekonomilerdi. Diğer taraftan Latin Amerika gibi Türkiye gibi ekonomiler finansı kotaramamaları bir yana ayaklarına doladı.


Türkiye'nin Açmazı

Yalnız Türkiye bambaşka. Finansı IMF'e borcu olmadığı halde ayağına dolamayı başardı.

Şimdi o finans, üretim gücünü vuruyor.