Asgari ücret kaldırılsın

80'lerde Dünya Bankası'nın, 90'larda IMF'in, bugünlerde ise Moody's'in yükseltilmesini eleştirdiği asgari ücret kaldırılabilir miAsgari ücret, tarihi eski bir olgu değildir. Mazisi 1800'lerin sonundan Avustralya'daki maden işçilerinden başlatılır. Aslında Osmanlı'nın Havza köylülerinin Zonguldak madenlerindeki çalışma ücretini düzenlemiş olması literatüre girmiş olsa asgari ücret tarihinde Türkiye'nin de yeri olurdu.Gene de Türkiye ilk örneklerden sayılabilir. 1936'da düzenleniyor. 1950'lerden bu yana da uygulanıyor. İlk dönemde uygulama bugün de gündem olan mahalli asgari ücret belirlenmesini benimsiyor. İstanbul'dan aşağı 6 bölge ele alınıyor. Hatta bugün tartışılan sektörel ücret fikri de en azından tarım tarafıyla var.İlk uygulamalarda yan haklar sunan işletmeler de Türkiye'de ayrıştırılmıştır. Evvelce ayrıştırılan bir parametre de çalışanın 16 yaşından küçük mü, büyük mü olduğudur.Akabinde ise, sendikal gelişimin de ön açacak durumda olmadığı da göz önüne alınırsa, 1967'de müstakil bir düzenleme yapılır ve asgari ücret ülke seviyesinde bölge, sektör, sosyal haklar ayrımı gözetilmeden tek bir asgari ücret uygulamasına geçilir ve bugüne gelinir.Asgari ücreti ezeli ve ebedi bir uygulama sanabilecek olanlar için Avrupa örneklerinden biraz haber verip teorik tartışmalara geçeceğim.İngiltere'de asgari ücret uygulamasının yılı 1998. Almanya'da mahalli uygulamalar var, genel düzenleme ise 2015 tarihli. Fransa'da 1950, Hollanda'da ise 1969. Hollanda'da yılda iki defa artış öngörülüyor. İspanya 1963, İtalya ise 2015. Danimarka, Norveç, İsveç gibi İskandinav ülkelerinde ise asgari ücret uygulaması yok. Buralarda toplu sözleşmelerle piyasa yönetiliyor.Bu fotoğraftan belki Avrupa'da konunun, sendikacılığın gelişmiş olması nedeniyle daha az önemli olduğu düşünülebilir. Belki uygulamaların hizmetler sektörünün gelişimiyle paralellik arz ettiği de anlaşılabilir. Biraz da Avrupa'da işçilerin, işverenle ücret ve yan haklarını müzakere edecek olgunlukta olduğu da değerlendirilebilir.Asgari ücret iktisat teorisinde işgücü piyasasını bozucudur. Bilirsiniz teori piyasaya müdahale istemez ve asgari ücret belirlenmesi piyasaya müdahaledir. Bu arada ancak ve sadece fiyata müdahale ederseniz piyasaya müdahale etmiş olursunuz. Başka türlü ifade edilse dahi fiyata ilişmediği müddetçe hiçbir düzenleme piyasaya müdahale sayılmaz. Neyse asgari ücret böyledir.Sonuçta ücret sivil bir alandır ve işverenle işçi arasında tayin edilmesi gerekir. Hatta seçim meydanlarının konusu asla olmamalıdır.Teorik olarak işgücü piyasası için ücreti belirlemenin çeşitli sonuçları vardır. Yüksek belirlenirse işten çıkarılanlar olur, düşük belirlenirse iş arayanlar çoğalır ve böylece her iki etkiyle işsizlik artışı görülür. Bunun ikinci kısmına katıldığım söylenemez ama teori böyledir. Diğer taraftan düşük belirlenirse ücreti beğenmeyenler işten ayrılır, iş arayanların bir kısmı da iş aramaktan vazgeçer. Ekonomi yeni istihdam üretemez. Kapasite düşer.Teori böyledir. Fakat asgari ücret belirlemenin sosyolojik gerekleri göz ardı edilemez. Örneğin eski Türkiye'de işçiler patronla ücret ve haklarını müzakere edecek özgüvene sahip değildi. Eski derken çok eski değil. Zaten 90'lar öncesi ve sonrası var. 90'larda bir işçi patrona SGK girişini yaptırmayı söyleyebilse dahi bu ancak sonsuz bir mahcubiyetle mümkündü. İnsanlara hakları lütuf gibi verilirdi. O günleri görmeyenler için söyleyeyim lanet bir dönemdi. O günleri görenler çok şeyler öğrendi ama görmemek yeğdir. Boş verin.Hasılı, iyi belirlenmiştir kötü belirlenmiştir ayrı tartışma ama asgari ücret o dönemlerde işe yaramıştır diyemem. Çünkü SGK yok, resmiyet yok, haliyle asgari ücretin altında ücret çoktu.Asgari ücret aslında 2002'den sonra anlam buldu. SGK'sız işçi çalıştırabilecek cesareti olan da kalmadı. Bana sorarsanız Türkiye'de asgari ücretin biraz daha fazla geçmişi olsa da sadece son 15 senede bihakkın uygulanmıştır.Bu tespit aynı zamanda; "eskiden oransal olarak daha az asgari ücretli