Terörsüz coğrafya ve Irak

Dün Irak Başbakanı Sudani resmi bir ziyaret kapsamında Türkiye'de idi.

Anadolu Ajansı'nda yaptığı konuşmasında oldukça önemli konuları dile getirdi.

Sudani'nin dile getirdikleri arasında en kıymetli olan üç husus nedir deseniz birinci sıraya Irak halkının terörden, işgallerden, çatışmalardan artık yıldığını ve doğal olarak Irak halkının refaha, huzura, güvene ihtiyacının olduğunu söylediği cümleleri birinci sıraya koyarım.

Sudani, bölgede yeniden mekansal düzenlemelerin yapıldığının farkında olduklarını lakin Irak halkı olarak bu mekan düzenlemelerinin bir parçası olmak istemediğini açık açık dile getirdi.

Sudani'nin tüm bu açık beyanatları ortada lakin uluslararası düzen öyle acımasız ki parçalı, siyaseten istikrarsız, ekonomisi alarm veren ve güçlü bir güvenlik mekanizması bulunmayan hiçbir ülkeye zerre kadar merhameti yok.

Irak halkı da kuruldukları günden bu yana diktatörlerden, diğer devletlerin iç işlerine müdahil olmasından, işgallerden, terör örgütlerinden bunalmış durumda.

İşte tam burada Türkiye'nin ortaya koyduğu Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Coğrafya hedefleri oldukça önem kazanıyor. Batı, İsrail ve İran'a rağmen şayet Suriye ve Irak'ta bu hedefe ulaşılabilirse coğrafya uzun yıllar sonra çok önemli bir aşamaya gelmiş olacak.

Peki bu iş söylendiği kadar kolay mı

Türkiye içinde bugünkü şartlar ve güvenlik siyaseti devam ettirildiği takdirde bir terör örgütünün tekrar zemin kazanması oldukça zor fakat Batı'nın talepleri doğrultusunda bir güvenlik siyaseti ve terörle mücadele yöntemi tercih edilir ve bize bir şey olmaz mantığı ile hareket edilirse terör bir bumerang gibi geri gelir.

Yakın bir zaman dilimi içinde PKK'nın silah bırakacağını duyuracak olması, Irak ve Türkiye açısından oldukça kıymetli. Şayet terör örgütü Irak ve Türkiye'de silah bırakma işlemi fiiliyatta da gerçekleşirse bu Türkiye kadar Irak'ı da rahatlatacak.

YA SURİYE'DE

Uzun zamandan bu yana yazıyorum, bu konuyu bir kez daha dile getirmek isterim ki Suriye'deki YPG kolay kolay silah bırakmayacak. Geçtiğimiz yazıda da kaleme aldığım gibi Türk Devleti de yıl sonuna kadar bile beklemeyecek ve rızaya dayalı bir silah bırakma işlemi gerçekleşmezse İsrail'in sınırlarımızın hemen dibinde bir terör yapısı ile ilişki geliştirmesine müsaade etmeyecek.