Taş al ve at

Beklenmeyen bir gelişme değildi.

Bir tarafta dünyanın en modern savaş makinesi haline gelmiş ve Siyonizm'in desteklediği medya ve siyasetçiler tarafından her türden dokunulmazlığa kavuşturulmuş bir İsrail işgal ordusu ve karşısında ülkesi ve insanının soykırıma tabi tutulmasına isyan eden bir direnişçi: Yahya Sinvar

Ne kadar küçücük bir toprak parçasında dayanabilirdi

O kadar dayandı ama etrafına kök salacak milyonlarca tohum bırakarak göçtü bu dünyadan.

Allah şehadetini kabul etsin.

Ömrünün en anlamlı yaşlarını İsrail zindanlarında geçirmiş Sinvar, sahip olduğu gücü ve konumunu kullanarak rahatlıkla Körfez ülkelerinde Muhammed Dahlan gibi daha konforlu bir satılmış hayat geçirebilirdi.

O ise işgal ordusuna karşı halkı gibi, halkıyla beraber direnmeyi seçti ve bu yolda şehit olmayı en büyük arzusu olarak görüyordu.

Öyle de oldu.

Üstat Cahit Zarifoğlu'nun Daralan Vakitler isimli şiirinde şöyle bir satır vardır:

Farzet körsün, olabilir,

El ele tut, taş al ve at,

Kafiri bulur.

Sinvar da son nefesinde dahi soykırımcılara sopa fırlattı, elbet hedefini bulur.

Sinvar, kendisi ile yapılan bir röportajda kimsenin topraklarında terör estirmediklerini, kendi vatanlarına dünyanın en gelişmiş silahları ile saldıran bir işgal devletine karşı direndiklerini söylüyor ve ekliyordu: Elimizde İsrail ordusu gibi gelişmiş silahlar olsaydı yine de böyle bir soykırımı işlemezdik.

ALGILARIN HAKİKATİ BOĞDUĞU ZAMANLARDAYIZ

Tüm bu bilinenlere rağmen algıların olgulara galebe çaldığı bir çağdayız. Sanırım Çinlilerin beddua etmek için kullandıkları 'Tuhaf zamanlarda yaşayasın' taleplerinin kabul edildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz.

İsrail sadece Batı Şeria bölgesinde 2023 yılında 50 bin dönüm Filistin toprağını işgal etti. Bu salt toprak olarak değerlendirilmemeli elbette. Bu toprakların üzerindeki Filistinlilerin evlerini, hayvanlarını, tarla ve bahçelerini de çalarak zimmetine geçirdi, geçirmeye devam ediyor.

İşgalci ve hırsızlar ise Siyonist medya tarafından tüm dünyaya yerleşimciler diyerek sunuldu. Ülkemizde dahi bazı yayın organı ve ajansların ısrarla bu hırsızlara ve işgalcilere yerleşimci demeye devam ettiklerini unutmamak lazım gelir.