Su kaynakları alarm veriyor

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sulama amaçlı en büyük tüneli olan Silvan Tüneli'nde Kazı Başlangıç Töreni'ne canlı bağlantı ile katılarak şu sıralarda en hayati konulardan birisi olan hayat kaynağı su konusuna temas etti.

Erdoğan burada yaptığı konuşmada daha önce petrol ve karbon yakıtlar için edilen kavgaların önümüzdeki dönemde su alanında yapılacağını söyledi. Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığına değinen Erdoğan tam aksine Türkiye'nin su stresi çeken bir ülke olduğunu dile getirdi.

Bu konuşmayı dinlerken meşhur Kızılderili sözü aklıma geldi: 'Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık'.

'Gıda güvenliği, enerji güvenliği, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik, tedarik zincirleri, tatlı su havzaları, havzalar arası su transferi, düzensiz göç hareketleri, sığınmacılar' gibi kavramlar artık yeni güvenlik anlayışı çerçevesinden hayatımızda daha fazla duyacağımız cümleler.

Tatlı su kıtlığı

Yerküre üzerindeki suyun tamamı beş litrelik bir şişeye koyulsa, insanoğlunun erişebileceği tatlı su miktarı sadece bir yemek kaşığı kadar.

Sanırım bu mukayese tatlı su kaynakları konusunda nasıl bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımızı göstermeye yeter de artar zira bu denli az tatlı su kaynağı sadece sanayi ve evlerde kullanılmıyor, asıl tüketim tarımsal sulamada. Tarımsal sulama, tatlı su kaynak tüketiminin 75'ini oluşturmaktadır. Bu yüzden su kaynaklarının korunması gıda güvenliğinin de en temel şartıdır.

Bu yıldan itibaren 48 ülkede 2,8 milyar insanın su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağı bilinmektedir. 2050 yılındaysa 7 milyar insan çok yoğun su sıkıntısı çekecektir.

Gelelim Türkiye'ye

Türkiye, dünyada kabul edilmiş değerlere göre yıllık kişi başına düşen 1.520 m'lük su miktarı ile su sıkıntısı çeken ülke kategorisinde. 2030 yılına gelindiğinde bu miktarın 1.120 m seviyelerine düşeceği öngörülüyor. Bu kısıtlı miktarın da kirletildiği ve hor kullanıldığı bir ülkede gelecekteki en büyük sıkıntının tatlı su kaynağına erişim olacağı aşikardır.

Suyun azlığı bir yana kullanılabilir nitelikteki tatlı su kaynakları da her geçen gün hunharca kirletilmeye devam ediyor. Türkiye'nin sahip olduğu 25 tatlı su havzasının yaklaşık 20 adedi tatlı su niteliğini yitirmiş vaziyette ya da yitirmek üzere.