Sefaret kapılarında yatan beslemelere bak hele

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump arasındaki zirve dün sona erdi.

Görünen ve dışarıya aktarılanlardan anladığımız kadar bu zirve sonrası Türk Amerikan ilişkileri hızlı bir toparlanma sürecine girebilir. ABD Başkanı Trump, reel hayatın içinden gelen bir lider olarak Amerikan bürokrasisinin neden ısrarla Türkiye ile değil de bölgedeki vekil unsurlar ile yol yürüdüklerini bir türlü anlayamıyor.

Peki ABD neden vekil unsurlarla Obama döneminden bu yana mesafe kat etme derdinde

Bugüne kadar Türk Amerikan ilişkileri özellikle de 1947 sonrası tam bir vesayet ilişkisi etrafında şekillenmişti. Ne zaman ki Türkiye kendisine çizilen alanın dışına çıkma teşebbüsünde bulunduysa ya ABD ve Batı kontrolündeki iç dinamikler devreye alınmış ya da darbeler yoluyla Türkiye kendi çizdikleri yörüngeye tekrar oturtulmuştu.

Bu döngü Erdoğan döneminde de uygulandı ve Erdoğan'ın 'one minute' çıkışı sonrası tüm unsurlar teker teker devreye alındı hatta en sonunda darbeye tevessül edildi.

Gerisi zaten bildiğiniz konu, Türk siyasi yaşamında ilk kez bir darbe millet tarafından bastırılınca sadece Türkiye içindeki mandacılar değil ağababaları da hayal kırıklığına uğradı.

Abarttığımı hatta mesnetsiz yazdığımı düşünenler Biden ile New York Times editörlerinin yaptıkları toplantıda Biden'ın söylemlerine bir daha bakabilir. Biden, bu sefer darbe ile değil içerideki muhalefeti dizayn ederek başaracaklarını muştuluyor, içerideki elemanları da 'AK Parti şimdi hapı yuttu' tadında sevinç çığlıkları atıyorlardı.

Türkiye'de kurulan altılı masa bu açıdan tesadüfen kurulmadı.

Bu çabalar da sonuç vermedi ve millet 28 Mayıs 2023'te Erdoğan ile yürümeye karar verdiğinde Biden ve etrafındaki ağ büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Elbette içerideki karşılıkları da...

Biden Erdoğan'ın tekrar seçilmesinden sonra geçen sürede de Türkiye ile uyumlu çalışmamak için elinden geleni yaptı Türkiye ise millet iradesinden taviz vermeden bu zehirli ilişkiye teslim olmadı.

Trump tekrar işbaşı yaptığındaysa köprünün altından çok sular akmış, Esed Moskova'ya kaçmış, terör örgütü tükenme noktasına gelmiş, YPG elebaşları ise MİT operasyonları ile ortadan kaldırılmıştı.

İşte dünkü zirve bu şartlar altında gerçekleşti. ABD elçisi Tom Barrack'ın meşruiyet diye diline doladığı konu tam bu noktaya işarettir.