Türkiye, Suriye iç savaşı boyunca geçen 12 yılda büyük mücadeleler verdi.

Verdiği bu mücadeleler sonucunda Suriye'de sahanın değişmesi, başta Siyonist akıl olmak üzere önemli merkezleri oldukça rahatsız etti, etmeye de devam ediyor.

Bu geçen süre boyunca Türkiye sadece sabırla köşesinde oturup beklemedi.

Bir taraftan kendi içindeki çukur terörü ile mücadele etti, diğer taraftan Suriye'den sürgün edilen sığınmacı akını ile.

Bir taraftan 15 Temmuz kalkışması ile karşı karşıya kaldı, diğer taraftan Suriye'ye gönderilen MİT TIR'larını durdurup Batı'ya ülkeyi şikayet etme derdine düşen ajan yapılarıyla.

Bir taraftan Suriye'ye kapsamlı dört harekat yaparken, diğer yandan Irak'ta Pençe-Kilit harekatlarını icra etti.

Bir taraftan Batı tarafından dolaşıma sokulan 'Suriye'de DEAŞ ile işbirliği yaptığı' yalanını çürütmeye çalışırken diğer yandan Türkiye içindeki sığınmacıları kışkırtan Siyonist çomarı ırkçılarla mücadele etti.

Bunlar Suriye merkezli mücadele alanları.

Bunun dışında; Kafkasya'daki Ermeni işgalinin sona erdirilmesinde ve Trablusgarp hükümetini ortadan kaldırmaya yeltenen Hafter ve yanındaki destekçilerinin Sirte-Cufra hattına kadar silip süpürülmesinde yine Türkiye'nin yoğun çabaları vardı.

Uluslararası arenada olaylar hızlıca değişip dönüşürken ellerinizi bağlayıp Batı'nın trenine lokomotif olmayı tercih ederseniz, kimse sizi durup dururken elinizden tutup zorla tarih sahnesine çekmez.

Türkiye yukarıda zikrettiğim adımları atarken birileri kendi ülkesini şikayet etmekle meşgul idi.

Hala da öyleler.

Türkiye elde ettiği kazanımlarının belli bir doygunluğa eriştiği bir anda, Suriye sahasındaki aktörlerin harekete geçmesini çok başarılı bir şekilde başardı ve 60 senelik BAAS rejimi bir haftada yerle yeksan oldu.

Hemen borazanları devreye girdi ve basmakalıp ezberlerini tekrara başladılar 'Yaşananların arkasında İsrail ve ABD var'.

Öyle ya Türkiye bu zavallı zihniyete göre hiçbir konuda oyun kuramaz.

Şimdi Netanyahu ABD Başkanı Trump'a ısrarla Suriye sahasında Türkiye'yi istemediklerini ve Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediklerini söylüyor ve Trump'tan aracı olmasını talep ediyorlar.

Yani eli kanlı insan kasabı Netanyahu 'ben YPG ve DEAŞ'ı besleyip Türkiye üzerine kuduz köpek misali saldırtayım ama Türkiye sınırlarının içine çekilerek olana bitene rıza göstersin' diyor.

Bunu sabırla mücadele ederek beklemiş Türkiye Devleti'nden beklemek kadar naif bir durum olamaz.