Geçtiğimiz gün Yunanistan Başbakanı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri soykırım ülkesi İsrail'e gidip İsrail Başbakanı Netanyahu ile Kudüs'te bir araya geldiler. Aynı gün, aynı saatlerde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ise Suriye'de üst düzey toplantılar geçekleştirdiler.
Her ne kadar bu buluşma SDG'nin Şam yönetimine entegre olmaması durumunda alınması gereken tedbirler kapsamında değerlendirilmiş olsa da toplantının esas amacı İsrail'den Türkiye'ye aba altından gösterilen sopaya karşı 'sopa öyle gösterilmez böyle gösterilir' mesajı vermektir.
Mesajın yerine gittiğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Netanyahu burada yaptığı açıklamada "Üç ülkenin geçmişte imparatorluklar tarafından fethedildiğini belirterek, 'İmparatorluklarını yeniden kurmayı ve topraklarımız üzerinde hakimiyet kurmayı hayal edenlere sesleniyorum: Unutun gitsin! Bunu aklınızdan bile geçirmeyin. Kendimizi savunmaya kararlıyız ve böyle bir gücümüz var. Bu üçlü ittifak kapasitemizi daha da güçlendiriyor." dedi.
Yunanistan Başbakanı Mitçotakis ise uluslararası hukuka dayalı deniz haklarına ve istikrara vurgu yaptığı konuşmasında, bölgesel güvenlik ve barış için tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Bu açıklamaların neresini düzelteceğimi açıkçası bilemedim.
Netenyahu'dan başlarsak Türkiye'nin izlediği Ortadoğu siyaseti anlaşılan Netanyahu'nun bülbül olup şakımasına sebep oluyor. İsrail'in Türkiye'nin terör ile darbeler ve muhtıralar ile esir alınamayacak bir ülke olduğunu görmesi, terörsüz coğrafya söylemleri, bölgedeki tüm halkların hürriyetlerine ve refahlarına dair Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarlı konuşmaları, Suriye'de millet iradesine dayanan bir sistemin kurulabilme ihtimali Netanyahu'yu mezarlıkta ıslık çalan adama döndürmüş vaziyette.
Siyonist devletin Mısır'da Mursi'ye ve Mısır halkının iradesine neler yaptıklarını, coğrafyaya DEAŞ ile nasıl format attıklarını, Türkiye'de 15 Temmuz ve 28 Şubat süreçlerinde neler yaptıklarını biliyoruz. Bize ve Mısır'a bunu yapan Suriye'de olanı biteni sessizce izler mi sanıyoruz
İzlemedi de...
Türk heyet Şam'dan ayrılmadan SDG'yi Halep'te masum sivillere saldırttı.
Sırada DEAŞ ve benzeri kullanışlı aparatlar var, zamanı geldiğinde onları da kullanacaktır.

6