Dün hepimiz Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın Gazi Meclis'te yaptığı konuşmaya odaklandığımız dakikalarda, Türkiye ile Irak arasında 'Irak-Türkiye Güvenlik Zirvesi' gerçekleştirildi ve çok önemli kararlar alındı.
Burada alınan kararlara geçmeden önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Ortadoğu ve perifer coğrafyaların gerçeklerine uygun ve adeta bir kuyumcu hassasiyeti ile gerçekleştirdiği diplomasi trafiğini iyi anlamak gerektiğini düşünenlerdenim.
Gerek Ukrayna ve Rusya konusunda var olan zemini tahkim etmesi, gerek Suriye sorunun çözülebilmesi amacıyla gerçekleştirdiği ziyaret, toplantı ve görüşmeler, gerekse de Irak'ta terörün sonlandırılarak herkesin kazanacağı refah yol projesi gibi projelerin temellendirilmesi maksatlı çalışmalar ilk etapta kaleme alabileceklerim.
Filistin'de devam eden soykırımın önlenmesine yönelik geliştirilen diplomatik aktivizm ve bu konuda zaman zaman kullanılan sert söylemler içerideki ve dışarıdaki fincancı katırlarını yeterince ürkütüyor ve ürkütmeye de devam edeceğe benziyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan klavye soytarısının hedefinde Türkiye dışında bir ülkenin olmaması, Türkiye'nin aldığı etkin tavır ile izah edilebilir ve burada Dışişleri Bakanlığı'nın ortaya koyduğu performans takdire şayandır.
Geçelim Afrika'ya
Afrika ülkeleri ve özellikle de Sahel bölgesi ülkeleri ile sessizce ve derinden devam ettirilen ilişkiler ve bu ilişkilerin sürekli sağlam bir zemine oturtularak hamasetten ısrarla kaçınılması ayrıca takip edilmesi gereken bir başka husus.
Somali dahil Afrika'daki birçok ülkenin maksada matuf oluşturulmuş terör örgütleri ile vesayet altına alınmış hali birçok noktada akamete uğramakta, Batı'nın yıllardır işlettiği kan ve göz yaşı üzerine kurulu sömürü düzeni temelinden sarsılmaya devam etmekte fakat yeni düzenin ne olacağı da hala belirsizliğini sürdürmektedir.
Bu noktada Türkiye'nin savunma sanayii ürünleri ile insani yardımların aynı zamanda koordineli olarak bu ülkelere girmesi çok önemli bir koordinasyon ile mümkün olabilmektedir.
Etiyopya ve Somali arasında devam ettirilen arabuluculuk görüşmeleri sanıldığı kadar kolay bir hamle değildir. Bu türden arabuluculuk faaliyetleri her zaman çeşitli provokasyonlara oldukça açıktır. Geçtiğimiz günlerde Eş Şebap terör örgütünün Somali sahillerindeki bir plaj ve otele saldırmasının sebebini de buradan anlamak lazım gelir.