Bu kafa Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hükümetleri döneminde sözde muhatap almayacaklardı ama maşallah Türkiye'yi kapı yolu yaptılar.
Kimden mi bahsediyorum
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan.
Hani güzel bir benzetme var ya 'balıkların mı karıncaları, karıncaların mı balıkları yiyeceği med cezir ile alakalıdır' diye.
Yaşadıklarımız tam da böyle işte.
Anlaşılan o ki bizim med ve cezirimiz sahip olduğumuz mirasımız ile alakalı.
O mirası dışladıkça zamandan ve mekandan koparak edilgen bir topluma dönüşüyoruz ve sonuç da buna göre tahakkuk ediyor, bu mirasa sahip çıkarak bu doğrultuda mücadele edince de önümüze sayısız imkanlar seriliyor ve sayısız kapılar açılıyor.
ABD Dışişleri Bakanı'nın gelişi de Türkiye'nin ortaya koyduğu proaktif, ilkeli dış politika ve bu konuda siyasi iradenin elini değil zaman zaman gövdesini taşın altına koymasının bir sonucu.
Dönelim Antony Blinken'a.
Bu zat evvelsi gün yine Türkiye'de idi.
Ziyaretin sebebi ise çok sevdikleri ve on binlerce TIR dolusu silah ile donattıkları YPG'yi son nefeslerinde de olsa korumak. Son nefeslerinde dememin sebebi, o koltuktaki son bir ayları ama giderayak hem Ortadoğu'yu hem Ukrayna sahasını karıştırma derdindeler.
Hala bahaneleri ne peki
Duyun da şaşırmayın: DEAŞ ile mücadele
İnsan kendi aklıyla bu kadar alay eder mi
Ediyor işte.
Yahu koca coğrafyada artık DEAŞ ile mücadele adı altında bir terör devletçiği kurma gayretinizi anlamayan ve görmeyen mi kaldı
İthal Lawrance'lar bulamayınca Ferit Abdi Şahin gibi ruhunu satmış ve kendi halkını katletmiş nesebi gayri sahihler ile yola revan olduğunuzu bilmeyen mi kaldı
Bakın Münbiç'ten Rakka'ya, Deyr Zor'dan Haseke'ye kadar kocaman bir coğrafyada Arap, Kürt, Türk herkes eline taşı almış YPG zulmünü taşlıyor. Filistin coğrafyasında Siyonist işgale Filistinliler nasıl direniyorsa, bu coğrafyada da Siyonizm'in gönüllü bekçi köpeklerine karşı tüm halklar ayağa kalkmış ve intifada başlatmış durumda.
Hani sınırlarımız boyunca silahlı unsur olmayacaktı
ABD ile Türkiye arasında Barış Pınarı Harekatı sürecinde imzalanan mutabakat gereği sınır hattımızdan 30 km güneye kadar silahlı hiçbir unsur bulunmayacaktı. Fakat ne ABD ne de Rusya burada verdikleri sözleri tutmadılar ve bize '