Kabuslar yaşatacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan verdiği mesajlarda ısrarla Türkiye'nin terörle mücadelesinin devlet dışı boyutunun kalıcı olarak biteceğini ısrarla vurguluyor.

En son yaptığı konuşmada 'İnşallah bu yaz Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız' dedi.

Irak'ta PKK varlığı ise sadece sınırlarımızın dibindeki bölgelerdeki terör varlığı ile sınırlı değil. Süleymaniye'de Bafıl Talabani ile PKK arasında ABD merkezli kurulmuş ilişkiden tutun da Sincar - Kerkük - Süleymaniye hattındaki şehir ve kasabalarda PKK'nın son zamanlarda oluşturduğu şehir yapılanmasına kadar uzanıyor.

Türkiye ise konuyu sadece sert güç ile değil aynı zamanda da diplomasiyi de kullanarak çözme çabasında. Bu kapsamda Iraklı yetkililer ile defalarca görüşüldü ve Süleymaniye'deki Bafıl Talabani'nin başını çektiği oluşum defalarca ikaz edildi.

Talabani ise ısrarla sırtını dayadıklarından güç alarak geri adım atmayacağını vurgulayarak ısrarla meydan okumaya devam ediyor.

O zaman devreye hangi mekanizmaların gireceğini hep birlikte göreceğiz lakin Türkiye'ye rağmen bu coğrafyada tuzaklar hazırlanamayacağını gördük ve görmeye devam edeceğiz. Gerisi Bafıl isimli kullanışlı aparatın sorunu.

ÜMİTLERİNİZİ TÜKETECEĞİZ

İşte Erdoğan bu konuya dair yaptığı açıklamada 'Türkiye'yi güney sınırları boyunca kuracağı bir teröristanla dize getireceğini düşünenlere yeni kabuslar yaşatacak hazırlıklarımız var. Ülkemizin ve milletimizin terörle mücadele hususundaki kararlılığını hala anlayamamış olanlara bu gerçeği kabul ettirene kadar şartları zorlamaktan geri durmayacağız.' dedi.

İşte bu kapsamda MİT Başkanı İbrahim Kalın cuma günü başta CIA Başkanı William Burns olmak üzere Beyaz Saray'da, Kongre'de ve Dışişleri Bakanlığı'nda temaslarda bulunacak.

NEDEN BU İŞ BİTMELİ

Türkiye, Biden yönetiminin orkestra şefliğinde çok zorlu bir seçim dönemi geçirdi. Abarttığımı düşünenler Biden'ın New York Times editörleri ile yaptıkları toplantıda yaptığı küstah konuşmayı tekrardan dinleyebilir.

Kurulan masa adeta Sultan Hamid'in hal komisyonu gibiydi. Akşener Saraçhane'de mikrofonu eline aldı ve Sultan Hamid'i kabrinde rahatsız edercesine 'Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat' sloganları attı.

Daha öncesinde Meclis'te yaptığı grup konuşmasında da '1908'de istibdada karşı koyan ruh neyse Gezi de odur. 31 Mart'ta meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin karşısında duran irade neyse Gezi de odur. İşte o nedenle buradan, bir kez daha ilan ediyorum: Parola vatan, işareti namus! Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm, yaşasın hürriyet, adalet, müsavat ve meşveret'