Füze stoku yeni menziller ve caydırıcılık

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Çelik Kubbe Projesi'nin' ayrıntılarını anlatırken dile getirdiği '800 km ve üzeri füze stokunun artırılması' dış basında oldukça ses getirdi.

Türkiye; kara, hava ve denizdeki harp yeteneklerini geliştirmek için devasa adımlar atmaya devam ederken aynı zamanda füze envanterini çeşitlendirmek ve füze stokunu arttırmak istiyor. Kısa ve orta menzilli füze envanteri stok seviyesini üst rakamlara taşımak, ülkenin var olan caydırıcı gücünü çok farklı bir noktaya taşımak anlamına gelir.

Türkiye'ye yönelik hasmane bir şekilde Batı tarafından gelişmiş savunma sanayi ürünleri ile desteklenen civarımızdaki ülkelere yönelik alınabilecek en etkin yöntemlerden birisi de balistik füze envanterini çeşitlendirmek ve bu envanterdeki stoku artırmak.

Bu vesile ile Türkiye'ye yönelik 4.5 nesil hava unsurları ile saldırı konsepti geliştiren başta Yunanistan gibi ülkelere 'o uçakları kendi topraklarından Türkiye'ye karşı kaldırırsın lakin geri indirecek havalimanı bulamazsın' mesajıdır bu verilen.

Türkiye bu noktada nerede

Türkiye üretmiş olduğu Tayfun ve Bora gibi menzilleri 600 km bulan füzeleri Karadeniz'de yaptığı test atışları ile başarıyla denemişti. Bu füzeler vasıtasıyla Türkiye rahatlıkla bu menzil içinde kalan tüm bölgelere 470 kg ağırlığındaki harp başlığını sevk edebilecek bir güce sahip.

Şimdi ise Roketsan tarafından menzili 1000 km bulacak ve daha yoğun teknoloji kullanan füze sistemlerinin geliştirildiği biliniyor.

Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bahsettiği gibi menzilleri 2000 km bulacak sistemler geliştirilecekse bu Türkiye'nin füze gücü anlamında etki altına alabileceği alanın çok daha artacağını gösteriyor.

Böylece Türkiye; Süveyş Kanalı'ndan Hürmüz Boğazı'na, Orta Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya kadar olan coğrafyayı füze menzilinin içine almış olacak.

Peki stok artırımı ne anlama geliyor

Bu füze sistemlerini üretmek kadar maliyet-etkin ve daha seri bir şekilde üretebilmek de çok önemli.