Malumunuz İsrail geçtiğimiz günlerde bir başka coğrafya ülkesi olan Katar'a saldırdı. Bu saldırı bir kez daha ortaya koydu ki söz konusu saldırgan İsrail ise ABD'nin hiçbir ülkeye bir güvenlik şemsiyesi sağlaması mümkün değil.

İsrail'deki yönetim ABD karar mekanizmalarında sahip olduğu lobi gücünün de ötesine taşan bu etkisini iyi bildiği için, coğrafyada istediği gibi devlet terörü uygulamaya devam ediyor.

Bu saldırılardan kuşkusuz alınması gereken dersler var. Öncelikli olarak yerli ve milli imkanlarla geliştirilmeyen her bir sistemin kendi içerisinde bazı kör noktaların olması artık kaçınabileceğimiz bir husus değil. Küresel bir dünyada ürettiğimiz her türden silah ve mühimmat sistemini vidasını kadar üretmek zaten mümkün değil, gerekli de değil.

Henüz bağımlılığımız sona ermedi

Türkiye'de Truman yardımları ve arkasından gerçekleşen NATO üyeliği ile birlikte ABD ve Batı silah ve mühimmatlarına uzun yıllar içerisinde köklü bağımlılıklar oluştu. Şimdi her ne kadar yerli ve milli üretim oranlarımızı olağanüstü artırmış olsak da yıllarca süren bu bağımlılık sonucunda elimizde oluşan Batı menşeili envanterden bir çırpıda kurtulmak elbette mümkün değil.

Hatta 15 Temmuz ihanetinin yapılma gerekçelerinden bir tanesi de Türkiye'nin siyaseten ve savunma sanayii gibi konularda Batı ile olan ilişkisini kopartmadan devam ettirmesini sağlamaktı.

Hal böyle olunca Türkiye on adım ilerlediği bazı alanlarda zaman zaman iki adım geri gitmek durumunda kalabiliyor ve bizler ortaya çıkan sekiz adımlık net ilerlemenin önemini eşekten düşenler olarak çok iyi anlayabiliyoruz.

Tüm bu gelişmelere rağmen içeride bir grup ise Türkiye'nin hava gücünün İsrail'e göre geride kaldığını ve bu haliyle Türkiye'nin İsrail ile ortaya çıkacak bir sıcak çatışmada sorunlar yaşayabileceğine dair eleştiriler yapıyor.

Muharebe sahasını muhasebe cetveli gibi okursanız ABD'nin B2 stratejik bombardıman uçaklarından F22 Raptor hayalet uçaklarına varana kadar hepsi İsrail'in emrindedir.

Bunu İran saldırılarında test edeli henüz üç ay oldu. Ne yapalım, dükkanı kapatıp gidelim mi

Tehdit değerlendirmesi ve topyekun mücadele bu şekilde beylik önermeler ile mi yapılıyor

Savunma sanayii eleştirilmez değildir