Ele verir talkını kendi yutar salkımı

Sonunda bu da oldu. Her ne kadar ABD ve İngiltere Gazze'deki vahşetin bölgesel bir çatışmaya dönüşmemesi ve İsrail'in vahşetini rahat rahat yapabilmesine imkan sağlamak için coğrafyamızda bulunsalar da İsrail hızmayı ABD'nin burnuna takıp istediği yöne çekme başarısını yine gösterdi.

ABD, YPG terör örgütünü Esed'in ordusuna asker yazdırıp tam Suriye'den çıkma konusunu tartışırken Suriye'deki ABD üssüne yapılan drone saldırısı sonucunda ABD, İsrail'i bölgede bir başına bırakıp hiçbir yere gidemeyeceğini bir kez daha anlamış oldu.

Her ne kadar olağan şüpheli İran olsa da söz konusu saldırıdan en çok istifade eden Netanyahu hükümeti oldu. İran'a karşı gerçekleştirilecek bir saldırıda ABD'yi elinin altında tutmak isteyen İsrail, bu saldırıyla çok önemli bir kozu eline geçirmiş oldu.

Yukarısı bıyık aşağısı sakal

Şimdi ABD, İran'ı direkt hedef alsa dünya enerji piyasası allak bullak olacağı gibi Hürmüz Boğazı'ndan Yemen'e, Lübnan'dan Irak'a bölge ateş çemberine dönecek.

Trump, daha şimdiden Biden yönetimini beceriksizlikle suçlayıp rüzgarı arkasına almaya çalışıyor. Birçok Cumhuriyetçi senatör Tahran'ın yerle bir edilmesini ateşli konuşmalar eşliğinde dile getiriyor.

Ama durun bir dakika...

Her kriz başka fırsatları da beraberinde getirir diye boşuna söylememişler.

Biden'a bir seçim zaferi lazım o da bu yıl lazım.

Bu fırsat penceresinden bakıldığında Biden yönetimi İran'a ait bazı deniz üslerini, donanmanın bazı unsurlarını ve stratejik tesisleri vurarak ya da İran ordusunun önemli komutanlarını nerede olursa olsun hedef alarak stratejik bir üstünlük elde edebilir ve bu durumu seçime giden süreçte çok iyi kullanabilir.

Dönelim bize...

Üç ABD askeri öldürüldüğü için tüm İran'ı ve şehirlerini vurmaktan bahseden ABD'li senatörlerin söz konusu Türkiye olduğundaki açıklamalarını hatırlıyorsunuz değil mi

Türkiye'nin kendisine yönelik yapılan saldırılar sonrasında Suriye'ye yapmış olduğu kapsamlı harekatlar bu senatörlerin kimyalarını nasıl da bozmuştu

Lindsey Graham, Suriye'de TSK'nın yapmış olduğu harekat esnasında Türkiye'ye cehennemin yedi kat dibinden çıkma yaptırımlar uygulanacağını söylüyordu.

Hoş, sonunda O da anladı Hanya'yı Konya'yı...

Türk askerinin ve coğrafyadaki tüm milletlerin akıtılan kanlarının bu faşist zihniyet açısından zerre değeri yoktur. ABD çıkarları söz konusu olduğunda milyonlarca Ukraynalıyı nasıl zerre pişmanlık duymadan ateşin içine attılar hep birlikte gördük.