Dün dünde kaldı cancağızım

İngiltere Başbakanı Starmer'in ardından Almanya Başbakanı Friedrich Merz de dün Ankara'daydı. Her ne kadar Merz'in gelişi 'kendi eşyalarını kendisi taşıyor' reklamı ile sunulmaya çalışılsa da çantada daha önemli konular vardı.

Bu konuların başındaysa Avrupa'nın güvenliği kapsamında Türkiye ile olan ilişkiler vardı.

AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİ VE TÜRKİYE

Avrupa ile Türkiye arasındaki son 80 yılın en önemli ilişki parametresi güvenlik eksenli olmuştur. Özellikle Soğuk Savaş yıllarıyla beraber Türkiye, önemli bir kanat ülkesi olarak başta Berlin olmak üzere merkezi Avrupa'nın üzerine düşen Sovyet baskısını azaltmıştır.

Bu kapsamda Türkiye, Kars hududundan başlayarak Akdeniz'e kadar uzanan tüm coğrafyasında ve Bulgaristan hududunda yüz binlerce asker barındırmış, yedirmiş ve içirmiştir. Avrupa ise bunun karşılığında Türkiye'ye kendi envanterinden ABD ile birlikte silah ve teçhizat satmış ya da askeri yardım kapsamında hibeler yapmıştır.

Soğuk Savaş sona erince Türkiye, Avrupa ile daha tekemmül etmiş ilişkiler umut ederken terör ile mücadelesinde karşısına dikilmiş hatta terör örgütü ile ilişkiler geliştirmiş bir Avrupa buldu. Hatta bu dönemde kendisine hibe edilmiş silahların terör ile mücadele esnasında kullanılamayacağını Avrupalı sözde müttefiklerinden defalarca işitmek durumunda kaldı.

Terörle mücadelesi boyunca başta Almanya tarafından sayısız örtülü ya da aşikar silah ambargolarla karşı karşıya geldi.

Türkiye'nin Suriye sahasında teröre karşı verdiği mücadelede Avrupa'nın nasıl kendisine karşı hasmane bir siyaset geliştirdiğini unutmuş da değiliz.

KASLI TÜRKİYE

Zorluklar ile tek başına mücadele eden Türkiye ise zamanla hem askeri kapasitesini hem de ekonomisini geçmiş yıllara nazaran daha güçlü ve kaslı hale getirdi. Bugün Türkiye, üzerine saldırtılan terör örgütlerinin belini kırmış, terörsüz bir coğrafya hedefine giderken Türk Silahlı Kuvvetleri ve savunma sanayii ise dünyanın gıpta ile baktığı güce ve üretime erişmiş durumdadır.

YA AVRUPA

Böyle bir zaman diliminde ise Avrupa, ABD tarafından sağlanan güvenlik şemsiyesinin dışında kalabileceğini iliklerine kadar hissediyor. ABD güvenlik şemsiyesi altında yarım asırdan fazla bir süredir silaha ayıracağı bütçeyi refahına ayıran Avrupa, Rusya'nın Ukrayna topraklarını işgal ettiği bir dönemde kendi güvenliğini sağlamada müşkülatı olabileceğini düşünüyor.