Devrimin birinci yılında umutlu ve kırılgan Şam

Suriye'deki devrimin üzerinden tam bir yıl geçti.
Yıkılıp giden sadece Esed rejimi değil aynı zamanda yarım asırdan daha fazla kendi halkına her türden işkenceyi reva gören bir anlayış. Suriye halkı bu baskı ve despotizmden o denli yılmış ki bugün dahi her alanda bu baskı, sindirme ve korku politikalarının izini sokakta görebiliyorsunuz.
Kamerayla otelin bahçesinde dahi iki dakikalık kayıt yapmak istediğinizde, bunun yasak olduğunu size bildirmeye gelen görevlilerin yüz ifadelerini görmek gerçekten korkunç ama yıllarca kendi istihbarat teşkilatlarının zulmü altında büyüyen insanların daha farklı davranmasını beklememek lazım. Şam HavalimanıUçak Şam Havalimanı'na indiğinde koskoca bir ülkenin yıllarca nasıl dünyadan kopartıldığını ve devam eden iç savaş boyunca Suriye'nin nasıl bir tahribatla karşı karşıya kaldığına şahit oluyoruz. Havalimanı polis kontrolünden geçtikten sonra gördüğümüz manzara yürek burkucu.
Yıllardır ülkesinden uzak kalmış insanların dönüşleri devam ediyor, sarılmalar, kucaklaşmalar ve ağlamalar.
Bunlardan bir tanesi de genç bir doktor.
Yıllardır ülkesi dışında yaşamış ve ülkesine dönüştü oldukça kalabalık bir grup tarafından 'Özgür Suriye' şarkıları ile karşılanıyor.
Mihmandarlarımızla birlikte havalimanından çıktıktan sonra Şam'a girdiğimizde inanılmaz bir trafik ile karşı karşıyayız. Mihmandarımız bunun sebebini devrimin birinci yıldönümü dolayısıyla Suriye'nin birçok vilayetinden gelen araçlardan kaynaklandığını söylüyor.
Yol güzergahı boyunca her yer ışıl ışıl olmuş ve marketler, mağazalar ağzına kadar dolu ama o esnada Şam'a çok uzun aradan sonra 24 saat kesintisiz elektrik verildiğini öğreniyoruz.
Halkını en temel ihtiyaç olan elektrikten bile mahrum edebilen bir katilin insanlarına yaşattığı bir zulüm bu. Kasiyun DağıEkip olarak doğru Kasiyun Dağı'na gidiyoruz.
Esed döneminde kimsenin çıkmasına müsaade edilmeyen ve adeta bir korku dağı haline dönen Şam'ın yanı başındaki dağda hummalı bir çalışma yürütülüyor. Şamlıların aileleri ile serbest vakit harcayabilecekleri bir rekreasyon alanına döndürülen Kasiyun'dan Şam'a bakarken ışıl ışıl ama içten içe hala kanaması devam eden bir ülke görüyorum.
O Şam ki dünya medeniyet tarihinin en kadim şehirlerinden olmuş, ticaretin asırlarca kalbi olmuş, Medine'den Lübnan'dan, Bağdat'tan gelen kervanların merkezi olmuş bir şehir, bugün enerjisini tekrar toparlamaya çalışan ağır bir yaralı. Şam'ın istikrarıMaalesef Suriye hala kırılgan bir ülke ve gelecekte nasıl meydan okumalar ile karşı karşıya kalacak belirsiz.