Terörsüz Türkiye doğrultusunda silah bırakması ve Suriye'ye entegre olması beklenen SDG, beklendiği üzere silah bırakmamak konusunda oldukça ısrarlı. Israrlı olacağını sürecin başından bu yana kesintisiz dile getiriyoruz getirmesine ama maalesef bazı isimler Terörsüz Türkiye hedefini salt kendi zaviyelerinden okumakta oldukça kararlı.
Türkiye'de bazı isimlerin başını çektiği grup, Suriye'de SDG eksenindeki yapının silah bırakmamasını ve Suriye içinde SDG'nin federatif bir yapı olarak devam etmesini Kürtlerin en tabii hakkı olarak görüyor.
Eh, nihayetinde kendi fikirleridir, bizlerde okuyor dinliyoruz.
Bu isimlere göre İsrail destekli Dürzi ayrılıkçı Hicri dahil Suriye'deki tüm ayrılıkçı güçlerin Haseki'de yaptıkları toplantı bir meydan okuma değil tam tersine çoğulcu Suriye'nin bir nişanesi.
Bu isimler konuyu gündeme getirirlerken sürekli şu argümanı ortaya koyuyorlar: 'Suriye yönetiminin ortaya koyduğu uygulamaları ve yönetim tarzını anti demokratik bulan farklı kimliklerin demokratik yollardan haklarını aramasından daha doğal ne olabilir'
Buna ilavelerde bulunup Türkiye'nin bu grupları bu haliyle desteklememesi durumunda bu gruplar yönlerini Tel Aviv'e dönebilirler.
Suriye sahası ne durumda
Peki, PYD yapılanması yeni yönetime her türden demokrasi eleştirisi yaparken kendi kontrolleri altındaki farklı gruplara Suriye'de nasıl davranıyor
Bugüne kadar PYD çizgisinde olmayan Kürtlerin siyasi bürolarına yapılan baskılar, suikastlar ve yıldırma siyasetini sanırım bilmeyenimiz yoktur. Hala bölge insanının birçoğu evlerinden uzaklarda yaşam mücadelesi vermekte ve YPG korkusuyla hareket etmektedir.
Bölgedeki halkın 15 yaşındaki evlatları zorla silah altına alınmakta, kendileri gibi düşünmeyen kimseye hayat hakkı tanınmamaktadır. Halktan toplanan vergi adı altındaki haraç bölge insanını nefes alamaz hale getirmektedir. Buna başkaldıran her grup Suriye devriminden bu yana şiddetle bastırılmaktadır.
Bugün SDG kontrolü altındaki Suriye topraklarının yüzde 90 civarı dominant Sünni Arap coğrafyası olmasına rağmen SDG bu coğrafyanın tüm zenginliklerine kendi ideolojisi doğrultusunda çökmüş ve bu kaynakları Şam yönetimine asla devretmek istememektedir.
Nedir bu konudaki fikriniz
Suriye yönetimi önümüzdeki günlerde Arap bölgelerini de kontrol altına almak istediğinde bu konularda aşiretler ile anlaştığında tavrınız hala aynı yönde mi olacaktır