Bakalım kim pes edecek

Bilmiyorum bu köşede kaçıncı kez kaleme almış olacağım ama bir kez daha belirtmek isterim ki şu hali ile coğrafyamızın İsrail'e karşı birleşerek bir karşılık geliştirmesi pek mümkün gözükmüyor.

Bu kapsamda Katar'ın başkenti Doha'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nden derde deva olacak bir sonuç çıkmadı, çıkması da beklenemezdi.

İsrail, Arap İsrail savaşlarından çıkarttığı dersler sonucunda Arapların kendi aleyhine ittifak olabilmesinin önüne geçecek zemini son 40 seneden bu yana adım adım inşa ediyor.

Bu kapsamda Irak'ın işgalinden Arap Baharı'nın dizayn edilmesine, Suriye'de Beşer Esed eli ile yüz binlerce Suriyelinin katledilmesinden Mısır'daki darbeye varıncaya kadar sayısız köklü yatırımlar yaptı.

En son İbrahim Anlaşması gibi tamamen Büyük İsrail projesine hizmet edecek bir safsatayı dahi bölge ülkelerinden Fas'a kadar birçok diktatöre kabul ettirdi.

Şimdi İsrail de iyi biliyor ki Arap Orduları İsrail için tehdit olmaktan çıkarıldı. İsrail'i dengeleyebilecek ülkeler ya parçalandı ya da yönetimleri darbeler yoluyla ele geçirildi.

İsrailli gazeteci David Weinberg'in daha 2013 yılında yaptığı bir konuşmada bu durum şöyle özetleniyor.

"Irak ordusu tamamen bitirildi, Suriye ordusunun yarısı etkisiz hale getirildi (2013 senesi için yapılan değerlendirme), Mısır ordusuna gelirsek onların da yarısı faal durumda, geri kalanı yozlaşmış durumda.

Libya, Tunus, Mısır ve Ürdün iç çatışmalarla sarsılmış durumda. Önümüzdeki 10 yılı kafalarını dahi kaldıramayacakları iç çatışma ve ekonomik sıkıntılarla geçirecekleri için İsrail için konvansiyonel bir tehdit olmaktan çıkacaklar.

Arap orduları artık İsrail için konvansiyonel tehdit olmaktan çıkmıştır. Mısır'daki otoriter rejim (Demokratik yollarla iktidara gelmiş Mursi hükümetini kastediyor) toplumun tamamına nüfuz etmişti. Onlardan habersiz nefes dahi alınamıyordu. Bu durum şimdi ortadan kalktı. Mursi ise (protesto gösterilerden dolayı) artık Kahire sokaklarında eski gücünü kaybetmiş durumda."

28 Şubat İsrail adına Türkiye'yi kıskaca alma girişimiydi

Arap ülkelerine el atılırken Türkiye istisna tutulmadı elbette.

28 Şubat sürecinde İsrail'in Türkiye'yi kendi çıkarları doğrultusunda nasıl dizayn ettiğini anlamak isteyen 2002 yılında Middle East Quarterly'de 'Formula for Stability: Turkey Plus Israel' isimli makaleyi okusun.