28 Şubat ve FETÖ

Sincan'da tank yürüten zihniyet aradan geçen yıllar ile birlikte yaşananların da unutulduğunu sanıyor ve insan aklı ile alay edercesine 28 Şubat'ın aslında bir darbe olmadığını söyleyecek kadar ahlaksızlaşabiliyor.

Oysa dönemin kudretli darbecilerinden Erol Özkasnak daha düne kadar 'post-modern darbe' cümlesine methiyeler düzüyor ve 'bu işi tereyağından kıl çeker gibi hallettik' diyordu.

O dönemlerde bir Allah kulunun kendisine bu cümleleri üzerine hesap sorabileceğine ihtimal dahi vermiyordu.

28 Şubat bu topluma, eğitim ve finans sistemine öyle bedeller ödetti ki sadece fert bazında bedel ödemedik, toplum olarak büyük bedeller ödedik ve hala ödemeye devam ediyoruz.

15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ kalkışması ve TSK içindeki FETÖ yapılanması dahi 28 Şubat post modern darbesi sayesinde mümkün oldu.

Denilebilir ki 28 Şubat FETÖ'nün kuluçka makinesidir.

28 Şubat'a giden yolda TSK adeta bir siyasi parti gibi siyaset üretmeye soyunmuştu. Bu kapsamda TSK bir taraftan Türkiye ile İsrail arasında anlaşmaların imzalanmasını zorluyor, diğer taraftan da YÖK ve üniversite yapılanması ile yargı mensuplarına Genelkurmay Karargahı'nda brifingler veriyordu.

Önünde mikrofon bulan birçok generalin siyasete salvo atışı yapma hürriyetini yaşadığı dönemlerdi.

Başka bir deyişle iç ve dış politikadaki temel konularda TSK adeta siyaset mekanizmasını ikame etmekteydi.

Tüm bu süreçler yaşanırken Erbakan hükümetine yönelik en ağır eleştiriler FETÖ elebaşından gelmekteydi. 28 Şubat sonrası askerin kurduğu yeni düzende en büyük rolü almaya hazırlanan Gülen, MGK'da alınacak kararlara destek olacak şekilde çanak tutucu ak açıklamalar yapmaktaydı.

FETÖ elebaşı Gülen, 18 Nisan 1997'de ise tüm medya kuruluşlarına beyanat vererek 'Beceremediniz artık bırakın gidin' diyerek meydan okumaktaydı.

15 Temmuz gecesinde darbeci birçok FETÖ mensubu TSK'da çok kritik makamlara 28 Şubat süreçleri ile birlikte getirildiler. Bu örgüt elemanları 28 Şubat zihniyetince makbul kabul edilen tüm davranış kodlarını sergilemekten imtina etmediler. Bu kapsamda kapılarının önüne boş alkol şişesi de bıraktılar, makbul kabul edilen gazeteleri kol altına alarak karargah koridorlarında da dolaştılar.