Koalisyon belediyeleri

Art arda yolsuzluk operasyonları patlayan CHP'li belediyeler ile AK Parti veya MHP belediyeleri arasındaki fark nedir

Olmadan olacakları ta 2019 yerel seçimleri öncesi bu köşede çok yazdık

İki temel farktan birincisi şu idi; AK Parti belediyelerini AK Parti, MHP belediyelerini MHP, CHP belediyelerini Altılı Masa kazanmıştı

CHP belediyelerini doğal olarak bütün partiler 'payları oranında' yönetiyor,-milletvekilliği pazarlığında olduğu gibi-buradan da hissesini alıyordu(!)

Siz buna bir de o zamanki adıyla HDP'nin (DEM) verdiği desteği ekleyin, etti mi yedi parti.

Bunların hepsi kendini'kazandıran'parti olarak gördüğüne göre, payını istemesi normal değil miydi

Sabırsızlıkla bekleyen kadrolar işe alınacak, siyasete girmek için para harcamış birileri partideki yerine göre nimetten faydalanacak

Bunlar olmayacaksa bir sürü insan işini gücünü bırakıp niye siyasete girsin, niye genel başkanların, belediye başkan adaylarının etrafında pervane olsun, niye ceplerinden para harcasındı (!)

Türkiye'yi güç bela kurtardığımız parlamenter sistemde'koalisyonların yönettiği hükûmetlerden'ders almadık, adamlar parlamenter sistemi yerel yönetimlere taşıdı, netice bu oldu. Bu kadar basit.

CHP'nin içine düştüğü durumun ikinci temel sebebi; gücü yerel yönetimlerin ele geçirmesi"Yerelde iktidar olduk"lafı buradan geliyor zaten.

Yani, belediye başkanları (özellikle büyükşehirler) genel başkandan daha güçlü konuma ulaştı.

Bu sebepledir ki,-CHP içinden yapılan itiraflarda da geçtiği üzere-Ekrem İmamoğlu kurultayda delege satın alıp, genel başkan değiştirecek fütursuzluğa girişti.

Keza, kurultay davasından kurtulmak için yapılan son olağanüstü CHP kongresini hatırlayın

Koskoca (!) CHP Genel Başkanı, kendisine bağlı, hesap sorması gereken iki belediye başkanının (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) kollarına girip, sahnede gönüllerini almaya, ikisini barıştırmaya çalıştı.

Bir partinin genel başkanını böyle zavallı bir duruma düşüren neydi

Milyonların gözü önünde verilen o kare, gücü yönetmesi, hesap sorabilir olması gereken merkezin, yerelde biriken gücün altında ezildiğini anlatan en çarpıcı fotoğraftı.

İşte bu yüzden yabancı ülkelerin büyükelçileri bile CHP Genel Başkanı'nı değil, İmamoğlu'nu muhatap aldı.

Peki, CHP'deki bu acınası tabloya karşın, AK Parti ve MHP'nin başını çektiği, Cumhur İttifakı'nda durum neydi

Onlar İstanbul, Ankara, İzmir gibi bazı büyükşehirler hariç, yerelde birbiriyle rakip oldu.

Hatta bu sebeple Kilis, Amasya, Kastamonu, Kütahya, Yozgat gibi illeri kaybettiler.

Önemli büyükşehirleri CHP'nin kazanması da zaten yapılan ittifakı anlamsız kıldı.

Bu, Altılı Masa ittifakından birinci önemli farktı

İkincisi, Cumhur İttifakı'nda hiçbir zaman -HDP destekli- Altılı Masa'daki gibi deyim yerindeyse at pazarlığı olmadı.

Aksine, MHP Lideri Devlet Bahçeli hem iktidarda, hem yerel seçimlerde çok katı bir çizgi çizdi

Değil iktidarda-yerelde kadrolaşma talebi, bugüne dek bir rektör ataması ricası dahi iletilmedi AK Parti'ye.

Sayın Bahçeli'nin, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleme ve Cumhur İttifakı'nı ayakta tutma' stratejisi, sadeceülkenin bekasıile sınırlıydı.

Hiçbir zaman iktidarın ortağı gibi davranmadı, durdukları yerinTürkiye'nin millî menfaatlerini korumakolduğunu sıkça hatırlattı.

Bunun neticesinde iktidarı her daim AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetti.

Yerelde ise AK Partili belediyeleri AK Parti, MHP'nin kazandığı belediyeleri MHP Genel Merkezi yönetti.

Bu partiler yerelde çoğunlukla rakip olarak kaldı, kazandıkları belediyelerde de birbirlerinden ricacı olduklarına, ihaleler pasladıklarına dair kamuoyuna hiçbir şey yansımadı.

Ve üçüncüsü, belki de CHP ile aralarındaki farkı gösteren en önemlisi

İstanbul ve Ankara'yı yönettikleri dönemler de dâhil, AK Partili belediye başkanları, hiçbir zaman Genel Başkan'ın gücünün üzerinde davranmadı, davranamadı.