Kamışlı'ya bomba, Nusaybin'e gül
Türkiye ve yeni Suriye yönetimi güzellikle son bir çağrı yaptı. Dedi ki;
"Silahlarınızı bırakın.Suriyeli değilseniz ülkenize dönün.Suriyeliyseniz normal hayata geçiş yapın."Ama belli ki dinlemeyecekler.Suriye'nin kuzeyindeki son terör yuvalarına operasyon artık an meselesi.Zira bu bela ya şimdi temizlenir ya da daha büyük bela olarak başımıza kalır.Suriye, Esad rejimi gibi daha büyük bir beladan kurtulmuşken, ne amaçla sınırımıza yuvalandığını bildiğimiz bir terör örgütünün orada kalması Türkiye için de, Suriye için de asla kabul edilemez.Devletimizin en üst düzeyde verdiği mesajlar da bu kararlılığı açıkça ortaya koyuyor.Sınırımızın Suriye tarafında geriye sayım sürerken, Türkiye tarafında ise terörü tamamen ortadan kaldıracak, Türk-Kürt kardeşliğini tahkim edecek İmralı süreci yürütülüyor.Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın yürüttüğü süreçten DEM yönetimi rahatsız.Kandil'in siyasi sözcülüğü görevini üstlenen DEM Eş Başkanı Tülay Hatimoğullarıönce her yeri Gazze yapmaktan bahsetti(!), ardından Suriye'de terör örgütü PKKYPG'ye yönelik yeni operasyon hazırlığına karşı çıktı.Ona göre sınırın bir tarafına gül, öbür tarafına bomba atılmazmış.Olur olur Bal gibi olur!Zannedersiniz sınırın öte tarafında İsrail'e, ABD öncülüğündeki koalisyona ve İran'a alan açmak için yerleştirilmiş silahlı PKKYPG teröristleri değil de, sivil Kürtler var!Oysa yüz binlerce Kürt, PKKYPG bölgeyi işgal ettiğinde onların zulmünden kaçmak için Türkiye ve Kuzey Irak'a sığındı.DEM her zamanki gibi süreci akamete uğratma, siyasi hamlelerle terör örgütünü kurtarma çabasına girişti.Bu konuda yalnız değil,CHP de yine tam destek arkasında.DEM'le (HDP) siyasi ittifakı başlattıkları 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu tarafa bir kere bile olsun terör örgütüne "silah bırak" çağrısında bulunmayan ve o gün bugündür terör örgütünün propagandalarına payandalık yapan CHP, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla terör örgütü elebaşından istenen "Silah bırak" çağrısını desteklemek yerine, Meclis'te komisyon kurulmasını önererek, bir nevi işin yokuşa sürülmesini salık vermiş.Öcalan'ın kamuoyuna açık şekilde"Buraya kadar. Artık silahları bırakın"dediğini düşününKendisinden istenen tek şey bu Karşılığında umut hakkının konuşulmasını bile dile getirdi Sayın Bahçeli.Belli ki bu, Kandil'in de, DEM'in de, CHP'nin de işine gelmiyor.Kandil'den bu çağrıya uymalarını zaten beklemiyoruz, önemli olan Kürt vatandaşlarımız bunu duysun, karşılığında terör örgütünün ve DEM'in takınacağı tavrı net görsün.Bu mesele çözülecekse işte bu maskeler bir bir düşürülerek çözülecek.Sayın Devlet Bahçeli'nin de, çağrıya tam destek veren Sayın Cumhurbaşkanı'nın da çabası bu yüzden. Kim samimi, kim başka yerlerin kuklası, açıkça ortaya serilecek."İç cepheyi tahkim"çağrısı ve"Terörsüz Türkiye"sloganıyla yürütülen süreçten başka rahatsız olanlar da var."Terörü bu kadar köşeye sıkıştırmışken bu sürece ne gerek var"diyen kafası karışıklar yahut kafa bulandırmaya çalışanlarBu adım niye atılıyorÇünkü bugün hiç olmadığı kadar güçlüsün de o yüzden.Bu hamleler güçlüyken yapılır Samimi olduğunu gösterir, sonuç odaklı olur. Zayıfken yaparsan aleyhine döner.Peki böyle bir sonuca ihtiyaç var mı Evet var.