Acil meselemiz; işçilik
İki haftalık yaz molasının ardından yeniden merhaba.
Dünya her ne kadar adım adım bir büyük savaşa yaklaşıyorsa da, vatandaşın günlük hayatındaki başlıca gündemi; pahalılık.Özellikle son iki yıldır-döviz, enerji ve ücret artışlarının katbekat üstünde-anlamsızca artan fiyatlar, bumerang gibi döndü, hepimizi vurdu.En çok ezilenler ise başka geliri olmayan emekliler ve sabit gelirliler oldu.Pandemide devletin para akıtarak hayatta tuttuğu işletmeler, ne yazık ki pandemi sonrasında oluşan talep patlamasını insafsızca kâra dönüştürme yarışına girdi.Ne onları bir seneden fazla hayatta tutan devlete ne de topluma karşı en ufak bir sorumluluk duymadan keyfî fiyat artıranlar, vatandaşın rahatlaması için yapılan vergi indirimlerini de cebe indirip, günlük zam yağmuruna devam etti.Böyle bir piyasa da, böyle bir toplum da zor ayakta dururDuracaksa da ağır bedelleri olur.İşte şimdi o süreci yaşıyoruz.İşletmelere yönelik eleştirimi haksız buluyorsanız İsviçre bankası UBS'in2024 Küresel Servet Raporu'na bakabilirsiniz.Rapora göre Türkiye, kişisel servet artışında TL cinsinden görülen yüzde 157,78'lik büyümenin yanı sıra ABD doları cinsinden yüzde 63,2'lik büyüme oranıyladünyada birinci sıradayer aldı.2022 ila 2023 yılları ortalama servet oranlarının baz alındığı raporda Türkiye'yi Katar ve Rusya izledi.Bu ne demek, biliyor musunuzSoyulduk.Türk halkına, parası 44 lira daha değerli İngiliz'den bile pahalı market alışverişi yaptıranlar, zenginliklerine zenginlik kattı.Devletin bu pervasızlığa göz yumması bir yana; kendi vatandaşını bu denli ahlaksızca soyanlara, kazandıkları o paralar için ne söylenebilirİkinci el otomobili geçen senelerde sıfırından bile pahalı satanlar, sıfır araçları da opsiyon bahanesiyle liste fiyatının 200-300 bin lira üzerinden piyasaya sürenler, gerekli tedbirler alınınca şimdi"Araç satamıyoruz"diye ağlaşıyor.Bunu yapanlarane diyelim şimdi!'Aynı hüsranı sırasıyla öteki vurguncular da yaşasınlar'temennisi ise arkasından gelecek işsizlik felaketini görmemek olur.Olan zaten asgari ücretliye, sabit gelirliye oldu, fatura yine o garibanlara çıkacak.Ahlak seviyemizi acı bir tecrübeyle gözler önüne serdiğimiz bu sürecin kademe kademe toplumun her kesimine yansıması var.Etme bulma dünyasıYarışa yapılan zamlar, şimdi kendilerine işçilik maliyeti olarak döndü.Fabrikalar, üretimi Mısır gibi işçiliğin daha ucuz olduğu ülkelere kaydırma peşinde.İhracatçılar "Rakibimizde 300 dolar olan işçilik maliyeti bizde dört katı" diye sızlanıyor.Bugünden bakınca haklılık payları olabilir ama, çok kazanırken iyiydi, keyfiniz yerindeydiRüzgâr biraz tersine dönünce kaçmanın yolunu aramak niyeŞimdi gelelim işçiliğeAsgari ücret ve sabit gelirle yaşamaya çalışanlara elbette sözümüz olamaz.Ancak inşaat gibi sektörlerde serbest çalışanların işçilik maliyetleri inanılmaz artmış durumda.