Dünya liderimiz, İrina Bobrova'nın yazdıklarını okuyup aydınlansa keşke!

Son beş yıldır İstanbul'a geliyorum. Taksinin lüks olarak görüldüğünü hatırlamıyorum. İki yıl önce business class taksiyi rahatça kullanırken bu yıl sıradan bir taksiye iki kez binebildim. İlkinde 600 lira, ikincisinde ise 360 lira ödedim.Otelim İstiklal Caddesi bölgesinde kalem kutusu kadar bir oda ve dolap kadar bonyodan ibaretti. Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce gecelik oda fiyatı 130 dolardı. Seçimden sonra 160 oldu. Son gelişimde ise 200 dolar!Bir kafede Türk kahvaltısı yaptım. İki çırpılmış yumurta, zeytin, tereyağı, reçel, küçük bir tabak domates ve salatalık. 500 lira ödedim. Bu sırada arkadaşlarım geldi. Onlar da üç kişilik omlet, bir krep ve üç kahve alıp bin 1500 lira ödediler.Çıkıp dolaştık, öğle yemeği için ucuz bir yer aradık. Üç kişi bin 200 lira ödedik. Akşam yemeğini de hesaplı hallettik sayılır. Pizza ve bira eşliğinde vakit geçirdik, 2 bin lira.Bir İspanyol markası olan mağazadaki durumumuz ise hayal kırıklığıydı! Bir yıl önce markanın ürünleri Türkiye'de dünya geneline göre yüzde 30 daha ucuzdu. Bugün ise fiyatlar dünyayı yakalamış ve geçmiş. Kot pantolon, iki çift yazlık ayakkabı, 5 bin lira!Ayrılırken meyve alayım dedim. Kutu kiraz aldım 200, şeftali 120, kayısı 150 lira. Çok şaşırtıcıydı...Sonuç olarak iki günde 70 bin ruble harcadım (yaklaşık 20 bin lira)!Seçimden sonra işlerin bu kadar değiştiği, pahalılığın bu kadar arttığı bu şehirde sürekli yaşayan vatandaşlarım ne yapıyor, neler düşünüyor diye merak edip onlarla da konuştum...Moskova merkezli çok okunan bir gazete, Moskovskiy Komsomolets'te çıkan uzun bir araştırma yazısı... Bu gazetenin yılın gazetecisi seçilmiş, savaşlarda muhabirlik yapmış, haberleri ve araştırmaları ile ödüller kazanmış yazarı İrina Bobrova bu ayın başında İstanbul'a geldi, gördü, yurttaşlarının izlenimlerini dinledi, iki günde 70 bin Ruble harcadı ve gördüklerine inanamayarak yazdı.Bobrova kimi bir Türkle evlendiği için, kimi bir Rus şirketinde çalıştığı, kimi bale, kimi müzik eğitmeni olduğu için oturma ruhsatı alarak memleketimizde yaşayayan Ruslarla konuştu dedim ya. Onlardan biri 2009'dan bu yana İstanbul'da olan Olga. Olga'ya bir dokunmuş, bin ah işitmiş resmen..."Üzücü ama bugünün Türkiyesi geçmişle karşılaştırılamaz. Bugün arkama bakmadan buradan kaçmak istiyorum! Neredeyse 6 ayda bir enflasyonun bitireleceği sözü veriliyor. Çok sayıda Türk ve yabancı İstanbul'dan ayrılıyor.Asgari ücret 11 bin 400 lira (48 bin 800 ruble), emekli maaşı 7 bin 500 lira (26 bin 850 ruble). Ev kiraları 10 bin liradan başlıyor! Özel okullar, anaokulları zam yaptı. Bütün arkadaşlarım çocuklarını oralardan aldı."Olga devam ediyor..."En fazla ekmek ve makarna yeniyor. İnsanlar sosyal ağlarda yemek zevklerini paylaşmaktan bile utanıyor! Arada sırada alınabilen tek et tavuk. Buna rağmen İstanbul'un restoranları tıklım tıklım. Bazı mağazalarda kasalarda kuyruklar var. Buralardaki insanlar için hiçbir şey değişmemiş gibi...Önceden İstanbul'da orta sınıf vardı, kendimi onlardan biri olarak görüyordum. Şimdi bu sınıf bitti. Ya süper zenginler ya da hızla fakirleşenler var. Ruble cinsinden maaş alan Rus göçmenler bu yaşam tarzını karşılayabilir ama sıradan Türkler normal tatil bile yapamıyor, onlar sadece ucuz çay içebiliyor!Ben iyi bir konut kompleksinde oturuyorum. Fakat kışı korku ile bekliyorum! Kiram ne olacak Rusya'da yaşadığımız aç 90'lı yılları hatırlıyorum. Şimdi ağlamak istiyorum.