Yaya geçidi olimpiyatları!

"Trafikte umumiyetle gözlem yaparım. Yayalar ve sürücülerle alakalı müşahedelerimi dostlarımla, sürücü sınavı sorumlusu olduğum ehliyet imtihanlarında da sürücü adaylarıyla paylaşırım.

Sürücülerin yayaya yol vermemesi, yaya geçidinde lambaya rağmen durmaması mühim bir meseledir. Ankara'daki yoğun trafikte, şartlar müsaitse, ekseriyetle "dörtlü lamba yakarak" yayalara yol veririm. Buradaki bir muradım da yol verme mülahazasının -maalesef- yerleşemediği fikriyle yeni sürücülere emsal teşkil edebilmektir. Yayalardan çoğu zaman, bir selamyahut el işaretiyle teşekkür alır; yola devam ederim. Şu ana kadar, bu fiilimizden bir zarar görmedik. Bir yayayı beklerken görünce "o, güneşin alnında, sıcakta; sen klimalı arabadasın. O soğukta, sen kaloriferin konforuna sahip araçtasın" vb. diyerek, -şartlar uygunsa- yol vermek lazım diye düşünüyorum.

Yayalarımız ve yaya geçitlerimiz mevzusunda da ciddi meseleler mevcuttur. Yayanın zengin Türkçedeki mukabili piyadedir. Askerdeki piyadelik gibi yayalar da, trafikte, hatta yolda yürürken bile kurallara tabidir. Kurallar umursanmayınca "yaya geçidi olimpiyatları" başlıyor. On yıldır, her gün kullandığım; market, fırın ve mektep bulunan bir yaya geçidinde, topluca geçen ilkokul talebesi kardeşlerim hariç "yaya lambasının" yanıp yanmadığına bakan "10 kişi" görmedim. Büyük-küçük, yaşlı-genç herkesin acelesi var. Bazı vatandaşlar "kamikaze" gibi. Olimpiyatlardaki sporcuları aratmıyorlar. Akan trafikte, araçların arasından, icabında vücut hareketleriyle sıyrılarak karşıya geçiyorlar. Gelen aracın hızı, sürücünün dikkatsiz olabileceği ya da bu telaşın neticeleri mühim değil! Bazı yayalarımız ise "kalabalığa uy!" grubundan. Lakin prensipler aynı: "Kuralları, lambayı geç etrafa bak. Arabalar yavaşsa, çoğunluk geçiyorsa sen de geç."

İyi de bir kaza olduğunda bu aceleye; kurallara, kaidelere uymamaya değer mi

Hakan Karagöz-Rehber Öğretmen

ŞİİRÖzledim seniDefterinde nokta bile etmemNe yapayım özledim seni.Fedayım desem can bile etmemNe yapayım özledim seni.Yakınken nefis beni uzak eylediKavuşmayı bana çok eylediAffına gözyaşı burdan yol eylediAşkına muhabbet cana kan eyledi.Değersiz biriyim ben, sen ki sultanHocamız övdü, verdiler sana unvanHakikat çeşmesi gönlün tasındanSunar âleme muhabbet deryasından.Nasıl anlamadım geçti ömür boşa,Defter kapanmadan son sayfandaKalemde uç vardır az da kalsaYazılayım senin gönlüne efendim.Ben zamanlarıma çaktım bir kibrit,Cuma değil kıyamet kopmaz, bir ümitNe olur alsan şu zavallıyı, bekler ümitNe yapayım özledim seni efendim.