Dün dersi...

İnsanın hayatında iki ders çok önemlidir. Birincisi din dersidir. Bu ders bizlere hayatın gayesini, yaratılış amacını ve Rabbimize karşı görevlerimizi anlatır. İkincisi de dünden elde edilmiş amaç tecrübe bilgileridir. Yani geçmişi yaşamış ve yaşadığı hayattan ders çıkarmış insanların tecrübelerinden istifade etmektir.

Ünlü bir tarihçi şöyle der: "İnsan hayatı her şeyi yaşamaya ve yaşadıklarından ders alacak kadar uzun değildir." Onun için hayatta en az hasarla kurtulmanın yolu yaşlılarımızın tecrübelerinden istifade etmektir. Maalesef günümüz gençleri genelde başta kendi anne-babaları olmak üzere yaşlılara kulak vermiyorlar. Onların tecrübelerinden istifade etmiyorlar.

Oysa"Büyüklerin sözleri sözlerin büyüğüdür" kaidesi gereğince onların fikirlerine her zaman ihtiyacımız olacaktır. Tecrübesi ve bilgisi az olan toplumları düşmanlar daha çok kandıracaktır. Yaşlılarımızın duasına her zaman ihtiyacımız vardır. Yaşlılarımızın iman ve itikadî bilgileri daha sağlam ve kuvvetlidir.

Yaşlı kelimesi yerine eskiden "ihtiyar" kelimesi kullanılırdı. Hâlâ büyüklerimiz bu kelimeyi kullanıyor. Birçok kelime gibi bu kelime de fazla anlamı olmayan sadece "yaşça ileri" anlamına gelen "yaşlı" kelimesiyle yer değiştirdi ve değerini genel anlamda hayli yetirdi. Oysa ihtiyar kelimesinin birçok anlamı vardır. Bunların başında "seçip ayırmak, üstün tutmak" gibi anlamlar geldiği gibi temelinde "hayırlı" kökünden gelmiş olması da ayrı bir üstünlüktür. Yani yaşlılarımız bizim hayırlı insanlarımızdır. O nedenle İslam dini başta yaşlı anne ve babalar olmak üzere bütün yaşlılara hürmet ve ilgi göstermemizi istemektedir. Bu konuda âyet ve hadis-i şerifler de mevcuttur. Unutulmaz bir tanesini buradan paylaşalım:

"Süt emen bebekler beli bükülmüş yaşlılar ve otlayan hayvanlar olmasaydı üzerinize azap sel gibi gelirdi..."

Abdulvasih Duran

ŞİİR

Tanıyamadım

Yıllar sonra gördüm nazlı yârimi,

Uzaktan bakınca tanıyamadım.

Başka biri almış benim yerimi,

Uzaktan bakınca tanıyamadım.

Başına bağlamış bir beyaz yazma,

Belli belirsizdi burnunda hızma.

Bilemedim diye ne olur kızma,

Uzaktan bakınca tanıyamadım.

Ona da uğramış o zalim yıllar,

Engel olmuş bize vefasız yollar.