Yarın günlerin efendisi

Yarın seyyidü'l-eyyam. Yani günlerin efendisi Cuma. Hassasiyet sahibi Müslümanların küçük bayramı ve bayramlaşması.

Bursa'mızın medar-ı iftiharı Ulucami yine tüm heybetiyle karşılayacak hemşehrilerini ve civar illerden akın eden ziyaretçilerini. "Camiler yeryüzüne vurulan İslam mühürleridir" diyerek ne güzel ifade etmiş büyükler.

Müminlerin ezan okunmadan 'randevu' yerinde hazır beklemesine çok ehemmiyet veririm. Benim de en çok haz aldığım en özel konumlarımdandır. Gerçi bizde bir şey yok verenin şanı yüce. Çünkü camiye sevdalananlar bilirler ki "cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan 27 kat daha üstündür."

Özellikle Ulucami'nin tarih kokan havasında insan daha bir huşuyla yöneliyor secdeye. Kırık bir kalple nefsini ezip de yerden başını kaldırmazsa mümin; Kerim'in Kerem'ine daha çabuk kavuşur.

Refah seviyesi ne olursa olsun, o yüce mabede girildiği andan itibaren herkes eşittir, birdir. Üstünlük ise sadece takvadadır. Ve caminin havası bedene geçmişse; dışarının kasveti iç huzurla yer değiştirir. En güzel duygu da bu ruhaniyetin farkındalığına varmaktır.

Müslüman bilmelidir ki; bunalmışlıklarla başını alıp gitmeye değil, uzun uzun secdede kalıp dua dua nefeslenmeye ihtiyacı var. Reçete ancak budur.

Saat gelmiş, aynı safta huzurla namaza durmanın vakti girmiş, vaaz dinleyenler gözleri yerde Ezan-ı Muhammedî'ye dikkat kesilmişlerdir. Namazda huşu esastır ve buna mâni olan ne varsa hoş değildir. Her cami kendini oraya ait hisseden cemaatinin ikinci adresi olmalıdır.

Hazreti Ali efendimiz namaza duracağı vakit titrermiş. Sormuşlar kendisine "ya imam niye titriyorsun" "Siz bilmiyor musunuz" demiş. "Ben birazdan kimin karşısına çıkacağım"

Bu nasıl bir ruh, nasıl bir imandır ya Rabbim Özenmemek elde değil.

Rabbim cümlemize sahabeyi kiram gibi yaşamayı nasip etsin. Duygu paylaşımlarımda yine buluşmak üzere...

Atilla Akbaş-Bursa

ŞİİR

Çaresi var mı

Bendeki bu hazin, garip hâllerin,

Çaresi var mıdır, söyleyin dostlar

Gözümden çağlayan, kanlı sellerin,

Çaresi varmıdır, söyleyin dostlar

Hanem viran oldu, nere varayım

Bir meçhule döndü, gönül sarayım,

Ben bu yaraları, nasıl sarayım,

Çaresi varmıdır söyleyin dostlar

Adım adım gezdim, dört bucağını,

Hep yanarken gördüm, dert ocağını.

Ayrılık kapattı, vuslat çağını,

Çaresi varmıdır söyleyin dostlar