Sevmek mi sevilmek mi

Geçenlerde televizyonda bir sokak röportajı görmüştüm. Halka soruyorlar "sizce sevmek mi yoksa sevilmek mi önemli" diye. Kendi kendime dedim ki:"Şu dünyada sevilmek nasıl bir duygu hiç tatmadık. Elle tutulur mu, gözle görülür mü ya da dışarıdan nasıl fark edilir" Sevilmek nasıl bir duygu hiç bilmiyorum. "Acaba ne der ne düşünür" diye önemsenmek midir Özel günlerde hediyeleşip bir yerlerde kaçamak yapmak mıdır Doğum günü kutlamak mıdır sevilmek Yoksa her gün bir sürpriz ile karşılaşmak mıdır..Gerçekten merakımdan soruyorum sevilmek nedir nasıl bir duygudur Bugüne kadar hiç yaşamadım da o yüzden soruyorum. Sevmeyi anladık da sevilmek nereden çıktı Hep sevdik hiç sevilmedik ya, nedir nasıl duygudur hiç bilmedik. Belki de karamsar düşüncenin bir tezahürü bütün bu düşünceler. Aslında hiçbir fikrim yok sevilmek konusunda. Hayattaki korkun nedir diye sorsalar cevabı belli, "ölene kadar sevilmemek" derdim. Düşünsene hep sen çaba sarf ediyorsun, seviyorsun, elinden gelen ne varsa yapıyorsun. Karşındakinin umurunda değilsin. Seni sürekli hor görmeye, aşağılamaya devam ediyor. Emeklerini görmüyor, yaptıklarını kendiliğinden olmuş gibi davranıyor. Şunu anlıyorum ki dünyada en kolay şey sevmekmiş...Hem sevmek hem sevilmek her babayiğidin harcı değil. Kendini beğendireceksin, sevdireceksin. Bazen düşünüyorum bizden geçti artık sevmek de sevilmek de. Bu saatten sonra artık ne severiz ne âşık oluruz. Korkarım ölene kadar böyle gidecek hayatım...Büyükler buyurmuş ki: "Bir kalpte iki sevgi olmaz..." Sahi bizim kalbimizde Allah ve Resulünün aşkı onların sevgisi dururken. Üç günlük dünyanın zevklerine kalbimizde yer verirsek ziyan etmiş olmaz mıyız Hayatı akışına bırakmak gibisi yok, Allah bir kapıyı kapatırsa başka kapıyı açar deyip önümüze bakmak yerine veryansın ederek nereye varacağız!..Bak yine çenem düştü konu nereden nereye geldi... Abdullah Karakoç ŞİİR Bil Ağlamayı gözden bilme sözden bilGülmeyi dudaktan değil gözden bilDermanı merhemde değil dertte bilFermanı tellalda değil şahtan bil. Suçu, şeytanda değil kendinde bil,Taşlamayı her daim kendi nefsine bil,Kabuğu kurudur tenin, canı özden bil,Özü veren hakka şükranı sultandan bil. Deryayı balıktan değil kaptandan bil,Aşkı, çöllerden değil mecnundan bil.Damlayı buluttan değil yağdırandan bil,Görmeyi gözden değil kalp gözünden bil. Ağacı meyvesinden değil El-Mukît'ten bil,Kaderi faldan değil Levh-i mahfuzdan bilNefesi ciğerden değil El-Kayyûm'dan bil.Ateşi, yakan çıradan değil Allah'tan bil. Bil bilmediğini, varım deme bildiğini.Yokum en güzel dil, bunla süsle ziynetini.Yolculuk mahşeredir bil heybendekini.Dünya pınarında kuruttun ömür çeşmeni, Toprak sana verilen teni, geri alır bir günHiçbir uzvun sağlam kalmaz dağılır bir günYıldızı dahi olmayan geceye atarlar seni,Eyvahlar çekersin ama kıymeti yoktur o gün.